SinLesS~
Bayan Üye
Oğlan evine davul perşembe günü ikindin gelmiştir. Fiilen düğün başlamıştır artık. Kabadayılar kendi aralarında belirledikleri kabadayı başının yönlendirmesiyle cuma günü sabahleyin erkenden nacaklarını alarak düğün evine gelirler. Onlara düğün evinde kahvaltı verilir, kahvaltıdan sonra odunu nereden keseceklerini söyleyerek ayrılırlar. Önceden oku(davetiye) ile düğün olacağını duymuş ve o sabah da silah sesleri ile bayrağın dikilip düğünün başladığını gören köylülerden güneş doğduktan sonra eşeğini çeken düğün evine gelir. Orada toplanan eşekler davul zurna eşliğinde iki üç kişi yönetiminde köyün çıkışına kadar uğurlanarak oduncuların gittiği mevkiye gönderilir. Eşekler varana kadar odunu kesmiş ve hazırlamış olan gençler eşeklere sararak köye dönerler. Köye yaklaşınca kulağı müzik ve oyuna yatkın olan küçük bir çocuğu eşeğin üzerine bindirirler, eşeğin üzerine konulmuş bir heybeye ayaklarını sokarlar ona tanınmayacak şekilde değişik kıyafetler giydirirler, ağzını burnunu sararlar. Cep aynalarından göz yaparlar. Bıyık yaparlar. Kollarının arkasından bir dal geçirirler, böylece kolları da iki yana açılmış olur. (Keloğlan önceleri ağaçtan hazırlanırdı, son zamanlarda oynasın, daha da ilgi çeksin diye çocuklardan yapılmaya başladı ve gerçekten ilgi de çekti.) Köye gelerek düğün odununun köye yaklaştığını haber verir. Haberle davul zurna eşliğinde damat, damadın babası, amcaları, dayıları başta olmak üzere kalabalık bir grup oduncuları karşılar. Köyün girişine kadar varılır. Zeybekler çalınır, gençlerden bir kısmı oynar. Eşekler yüklüdür fazla da bekletilmez. Damat ve akrabaları keloğlana paralar takarlar. Davul zurna köye girerken sürekli oyun havası çalar, keloğlan eşeğin üzerinde sürekli oynamaktadır. Eğlencelerle getirilen odun düğün evine indirilir. Keloğlan odun yüklü eşeklerin yükleri yıkılıncaya kadar oynamaya devam eder. Yalnız keloğlanın eşeği kalır.
Düğün sahibi:
- bu eşek niye yıkılmıyor, ceremesi ne diye sorar. Kabadayı başı eşeğin yularını tutmuştur, denkleri yıktırmaz. Yüksek sesle:
“Bunun adı Omar
Bir gözünü açar,
Bir gözünü yumar
Damattan 50 lira umar.” der
Aynı dörtlükle damadın babasını, ağabeyi, amcaları, dayıları oduncuları karşılamaya gelmemiş olan bütün akrabaları davet ederek keloğlana para takılmasını sağlar. Para takma işi bittikten sonra keloğlanın eşeği bir kenara çekilerek keloğlana takılmış paralar toplanır, kabadayı başı tarafından sayılır, kaç para takılmış olduğunu arkadaşlarına duyurur. Bu işler yapılırken zeybekler çalmaya başlar, odun kesip gelen gençler zeybekler oynarlar. Oyundan sonra gençlere yemek yedirilir. Gençler akşam maşalada görüşmek üzere dağılır.
Düğün sahibi:
- bu eşek niye yıkılmıyor, ceremesi ne diye sorar. Kabadayı başı eşeğin yularını tutmuştur, denkleri yıktırmaz. Yüksek sesle:
“Bunun adı Omar
Bir gözünü açar,
Bir gözünü yumar
Damattan 50 lira umar.” der
Aynı dörtlükle damadın babasını, ağabeyi, amcaları, dayıları oduncuları karşılamaya gelmemiş olan bütün akrabaları davet ederek keloğlana para takılmasını sağlar. Para takma işi bittikten sonra keloğlanın eşeği bir kenara çekilerek keloğlana takılmış paralar toplanır, kabadayı başı tarafından sayılır, kaç para takılmış olduğunu arkadaşlarına duyurur. Bu işler yapılırken zeybekler çalmaya başlar, odun kesip gelen gençler zeybekler oynarlar. Oyundan sonra gençlere yemek yedirilir. Gençler akşam maşalada görüşmek üzere dağılır.