Aslında bu konunun konuşulması, gündeme gelmesi veya insanlar arasında varlığının tartışılması bile mide bulandırıcı ve toplumsal değerlerin ayak altına alınmasıdır. Ancak yıllardan beri ortada dolaşan bu söylem direk olarak Alevileri hedef almak da ve toplumsal değerlerine zarar vermektedir.
Toplumu bölmek isteyen,kutuplara ayırmak suretiyle kin ve nefret yaratmak isteyenlerin ortaya attığı bu iftira toplum arasında yayılmış ve bazı kişiler tarafından olması mümkünmüş gibi anlatılması ve bunlara inanların olması müslümanlık anlayışına sığmamaktadır.
Alevileri tanımak isteyen kişilerin Mum söndü nedir? doğru mudur? gibi sordukları sorular çok yanlıştır. Bir insanın mum söndü iftirasına inanması ne vicdana ne de insanlığa sığar. Aynı soruyu birisi size yöneltse ne hissederseniz? İnsanların empati kurarak, atılan iftiranın büyüklüğünü kestirmeleri gerekmektedir. İnsan sevmediği, hazmedemediği kişi ya da kişiler için bu hapçıdır, bu kaçakcıdır, bu katildir, bu sapıktır gibi iftiralar atabilir. Bu insan evladının mayasında olan vasıflardır. Buna inanmak ve inanmamak arasında ki seçim; müslümanlığın gereklerini benimsemiş veya müslümanlığı bir araç olarak kullanmak arasındaki bir seçimdir. Müslümanlığı benimsemiş bir insan gözüyle görmediği, kulağıyla duymadığı bir olayı olmuş gibi kabullenemez.
İffetli, habersiz, mümin kadınlara zina isnat edenler dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir. Kendi dilleri, elleri ve ayakları, yapmış olduklarına şahidlik ettikleri gün onlar büyük azaba uğrayacaklardır. (Nur Suresi 23. ayet)
Mum Söndü İftirası!
Bu konuyu iki aşamalı inceleyebiliriz;
1.) Baskılar altında Cem İbadeti Yapmak
Alevilerin , Cem İbadetlerinde, Cem meydanlarını aydınlatmak için mum yakar ve Cemin bitiminde söndürürler idi. Bu nokta da dikkat edilmesi gereken asıl husus Alevilerde kadın- erkek eşitliği olmasıdır. Bu nedenle ibadetler de kadın ve erkeklerin katılımları ile yapılmaktadır. Kadın ve erkeğin aynı ortamda ibadet yapmasını farklı konularda algılayarak farklı şekilde ifade edilmiştir.
Toplu ibadetlerin yasak olduğu dönemlerde Aleviler Cem Evlerine düzenenlen baskınlardan kurtulmak için ; akşam vakti ibadet ettiklerinde bir kaç kişiyi bakın ihtimaline karşı dışarıda bekletirlermiş. Baskın olması durumunda Cem Evine girerlermiş ve mumlar söndürülürmüş. Baskın için dolaşan görevliler evleri karanlık gördükleri için geri dönerlermiş. Ancak civar evlerde bulunan kötü niyetli insanlar bu ışık sönmesi olayını farklı yorumlamışlardır. Bir deli kuyaya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış. sözü bu konuyu özetler niteliktedir.
2.) Çerağ Uyarması
Çerağ : Işık , Nur anlamına gelmektedir. Mum ya da meşale içinde kullanılır. Erkanda ruhun aydınlanması ve uyanıklığının bir sembolü olarak kullanılır.
Kuran-ı Kerimde bulunan Nur Suresinin 35. ayetinde bulunan aşağıdaki ifadeye dayanılarak Çerağ uyandırılır ve yine aynı simgesel gerekçelerle Çerağ söndürülür Çerağın sönmesi aynı zamanda Cem töreninin bitmesini simgeler.
Allah, göklerin ve yerin nurudur. Onun nuru, içinde misbah (lâmba) bulunan kandil (ışık saçan bir kaynak) gibidir. Misbah, sırça (cam) içindedir. Sırça (cam), inci gibi (parlayan) yıldız gibidir. Doğuda ve batıda bulunmayan mübarek bir ağacın yağından yakılır. Onun yağı, ona ateş değmese de kendi kendine ışık verir. Nur üzerine nurdur. Allah dilediğini nuruna hidayet eder (ulaştırır). Ve Allah, insanlara örnekler verir. Ve Allah, herşeyi en iyi bilendir. (Nur Suresi 35. Ayet)
Özellikle 16. yüzyıldan başlayarak Alevilere mum söndü iftirasını yapanlar bu törenin gerçek anlamını bilmedikleri ve iftiralarına dayanak aradıkları içindir.
Ahlaklı yaşamayı kendisine hedef edinmiş Eline, Diline, Beline Sahip Ol anlayışına sahip bir toplumun bahsedilen şekilde bir ahlaki sapkınlıklarının olmadığı gün gibi ortadadır.
Alevilik Hz. Muhammed ve Hz.Ali yolu olduğu için bizler de Atalarımızın bizlere bıraktığı sevgi, hoşgörü ve incinsen de incitme felsefesinden hareketle sabırla cevaplarımızı veriyoruz.
Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz. Lütfen bu gerçekleri öğrenerek toplumumuzda oluşan bilgi kirliliğinin ve iftiraların önüne geçelim. Bu noktada biz Alevilere çok iş düşüyor. Bizi en iyi biz anlatırız.
Uğur Aktaş
Aleviyiz.Org Yazarı
Toplumu bölmek isteyen,kutuplara ayırmak suretiyle kin ve nefret yaratmak isteyenlerin ortaya attığı bu iftira toplum arasında yayılmış ve bazı kişiler tarafından olması mümkünmüş gibi anlatılması ve bunlara inanların olması müslümanlık anlayışına sığmamaktadır.
Alevileri tanımak isteyen kişilerin Mum söndü nedir? doğru mudur? gibi sordukları sorular çok yanlıştır. Bir insanın mum söndü iftirasına inanması ne vicdana ne de insanlığa sığar. Aynı soruyu birisi size yöneltse ne hissederseniz? İnsanların empati kurarak, atılan iftiranın büyüklüğünü kestirmeleri gerekmektedir. İnsan sevmediği, hazmedemediği kişi ya da kişiler için bu hapçıdır, bu kaçakcıdır, bu katildir, bu sapıktır gibi iftiralar atabilir. Bu insan evladının mayasında olan vasıflardır. Buna inanmak ve inanmamak arasında ki seçim; müslümanlığın gereklerini benimsemiş veya müslümanlığı bir araç olarak kullanmak arasındaki bir seçimdir. Müslümanlığı benimsemiş bir insan gözüyle görmediği, kulağıyla duymadığı bir olayı olmuş gibi kabullenemez.
İffetli, habersiz, mümin kadınlara zina isnat edenler dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir. Kendi dilleri, elleri ve ayakları, yapmış olduklarına şahidlik ettikleri gün onlar büyük azaba uğrayacaklardır. (Nur Suresi 23. ayet)
Mum Söndü İftirası!
Bu konuyu iki aşamalı inceleyebiliriz;
1.) Baskılar altında Cem İbadeti Yapmak
Alevilerin , Cem İbadetlerinde, Cem meydanlarını aydınlatmak için mum yakar ve Cemin bitiminde söndürürler idi. Bu nokta da dikkat edilmesi gereken asıl husus Alevilerde kadın- erkek eşitliği olmasıdır. Bu nedenle ibadetler de kadın ve erkeklerin katılımları ile yapılmaktadır. Kadın ve erkeğin aynı ortamda ibadet yapmasını farklı konularda algılayarak farklı şekilde ifade edilmiştir.
Toplu ibadetlerin yasak olduğu dönemlerde Aleviler Cem Evlerine düzenenlen baskınlardan kurtulmak için ; akşam vakti ibadet ettiklerinde bir kaç kişiyi bakın ihtimaline karşı dışarıda bekletirlermiş. Baskın olması durumunda Cem Evine girerlermiş ve mumlar söndürülürmüş. Baskın için dolaşan görevliler evleri karanlık gördükleri için geri dönerlermiş. Ancak civar evlerde bulunan kötü niyetli insanlar bu ışık sönmesi olayını farklı yorumlamışlardır. Bir deli kuyaya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış. sözü bu konuyu özetler niteliktedir.
2.) Çerağ Uyarması
Çerağ : Işık , Nur anlamına gelmektedir. Mum ya da meşale içinde kullanılır. Erkanda ruhun aydınlanması ve uyanıklığının bir sembolü olarak kullanılır.
Kuran-ı Kerimde bulunan Nur Suresinin 35. ayetinde bulunan aşağıdaki ifadeye dayanılarak Çerağ uyandırılır ve yine aynı simgesel gerekçelerle Çerağ söndürülür Çerağın sönmesi aynı zamanda Cem töreninin bitmesini simgeler.
Allah, göklerin ve yerin nurudur. Onun nuru, içinde misbah (lâmba) bulunan kandil (ışık saçan bir kaynak) gibidir. Misbah, sırça (cam) içindedir. Sırça (cam), inci gibi (parlayan) yıldız gibidir. Doğuda ve batıda bulunmayan mübarek bir ağacın yağından yakılır. Onun yağı, ona ateş değmese de kendi kendine ışık verir. Nur üzerine nurdur. Allah dilediğini nuruna hidayet eder (ulaştırır). Ve Allah, insanlara örnekler verir. Ve Allah, herşeyi en iyi bilendir. (Nur Suresi 35. Ayet)
Özellikle 16. yüzyıldan başlayarak Alevilere mum söndü iftirasını yapanlar bu törenin gerçek anlamını bilmedikleri ve iftiralarına dayanak aradıkları içindir.
Ahlaklı yaşamayı kendisine hedef edinmiş Eline, Diline, Beline Sahip Ol anlayışına sahip bir toplumun bahsedilen şekilde bir ahlaki sapkınlıklarının olmadığı gün gibi ortadadır.
Alevilik Hz. Muhammed ve Hz.Ali yolu olduğu için bizler de Atalarımızın bizlere bıraktığı sevgi, hoşgörü ve incinsen de incitme felsefesinden hareketle sabırla cevaplarımızı veriyoruz.
Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz. Lütfen bu gerçekleri öğrenerek toplumumuzda oluşan bilgi kirliliğinin ve iftiraların önüne geçelim. Bu noktada biz Alevilere çok iş düşüyor. Bizi en iyi biz anlatırız.
Uğur Aktaş
Aleviyiz.Org Yazarı