Kısırlık; ister kadından ister erkekten kaynaklanmış olsun, çiftlerin cinsel hayatını olumsuz etkiliyor. Kadın için "doğurgan olamama"nın verdiği suçluluk duygusu, erkek için "gebe bırakamama" nın yarattığı utanç hissi cinsel yaşama sekte vuruyor. Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Başkanı Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bahçeci “Kısırlık cinsel bir fonksiyon eksikliği değildir. Kısırlık sorunuyla karşı karşıya kalan çiftler, tedavi edilebilir bu problemi cinsel hayatlarının da sonu olarak görmemelidirler. Aksine düzenli ve mutlu bir cinsel beraberlik onların kısırlık sorununa bile çare olabilir.”
Kısırlık bir tabu olarak mı görülüyor?
Prof. Dr. Mustafa Bahçeci Kısırlık, her ne kadar toplumun bazı kesimlerinde hala tabu olsa da, son yıllardaki teknolojik gelişmeler ve sosyo-kültürel değerlerdeki değişimler sonucunda, tedavisi için başvuru sayısında büyük artış olduğu kaydediliyor. Kısırlık yani infertilite artık bir sosyal olgu, bir halk sağlığı problemi olarak kabul görüyor. Kısırlığa toplumun daha da önemlisi bireylerin nasıl baktığı önem kazanıyor.
Kısırlık cinsel kimliği zayıflatıyor mu?
Prof. Dr. Mustafa Bahçeci Erkekten veya kadından kaynaklanan bu problem tedavi edilebilir herhangi bir hastalık olarak kabul edilmelidir. Kadının gebe kalamaması veya erkeğin gebe bırakamaması; çiftlerin, dolaylı olarak bireyin toplum gözünde cinsel kimliğini zayıflatabiliyor. Eğer bu problem kişinin cinsel aktifliğinin bitmesi olarak algılanırsa boşanmaya kadar gidebiliyor.
Bu önyargı nasıl ortadan kaldırılabilir?
Prof. Dr. Mustafa Bahçeci Herhangi bir bilimsel dayanağı olmayan bu ön yargılar ancak toplumun bu konuda bilinçlendirilmesiyle ortadan kalkabilir. Bazen, kırsal kesimden gelen hastaların tedavide başarı kriteri sadece ama sadece eşinin hamile kalabilmesi olmaktadır. Hatta kaç tane bebek sahibi olabileceğini bile sorgulayanlar için bebeğin sağlıklı olup olmayacağı, doğumun nasıl olacağı, hatta canlı doğumun olup olmayacağı bile bu kadar önem kazanmayabiliyor.
Kısırlık cinsel arzuyu etkiler mi?
Prof. Dr. Mustafa Bahçeci Kısırlık; cinsel bir fonksiyon eksikliği değildir. İnfertilite probleminin nedenleri arasında, cinsel fonksiyon bozukluklarının oranı sadece % 5'tir. Infertilitenin cinsel hayat üzerine iki yol üzerinden etkisi vardır; birincisi teşhis sonucu kişiden kaynaklanan psikolojik nedenler, diğeri ise infertiliteye neden olan etkenin organik olarak cinsel fonksiyon bozukluğu yapması. Bir çifte infertilite teşhisi yapılırken bir çok test yapılmaktadır. Bu testlerden bazıları basit bir kan almaktan ibaret olurken bazıları ise fizik muayene, ultrasonografi uygulanması, röntgen ışınları altında rahim filminin çekilmesi hatta endoskopik cerrahi gibi karmaşık testler olabilmektedir. Bu testler sonucu infertilite teşhisi konulmuş çifte doğal olarak cinsel isteksizlik görülmektedir. Bunların yanında erkekten tahlil amaçlı meni örneğinin alınması, eğer meni verme şartları da elverişsizse daha fazla probleme yol açmaktadır.
Cinsel isteksizlik karşısında ne yapılmalıdır?
Prof. Dr. Mustafa Bahçeci Cinsel isteksizlik hem kadın hem de erkekten kaynaklanabilir. İnfertilite teşhisi sonrası yaşanan inkar, isyan ve korku gibi duygular daha sonraları yerlerini kaygılanma ve anksiyeteye bırakabilir ki bu tip duygulanımlar cinsel fonksiyon bozukluğuna yol açmaktadır. Bu durum tamamıyla psikolojik olduğu için eşler arasında anlayış önem kazanmaktadır. Ayrıca hekimlere düşen bir görev de bu çiftlere şikayetlerinin sadece çocuk sahibi olamadıkları ve teşhisin de bunu doğruladığı ancak mevcut durumlarının herhangi bir şekilde cinsel hayatlarını etkilememesi gerektirdiğini iyi bir şekilde anlatılmasıdır. İnfertil çiftlerdeki sağlıklı cinsel yaşam aynı zamanda tedavideki başarı oranını da etkilemektedir. İkincil yol olan organik bozukluklar ise, kadında ve erkekte farklı görülmektedir. Endometriozis, pelvik enflamatuar hastalığı gibi jinekolojik problemlerden dolayı gebe kalmakta zorlanan kadınlarda cinsel ilişki sırasında acı olmaktadır. Böyle durumlarda ağrıdan dolayı kısır bir döngü gelişir ve kadın cinsel birleşmeden uzak kalmayı tercih edebilir. Eğer yeterli tedavi uygulanırsa bu durumlarda cinsel birleşme acısı çok kolay kaybolur. Erkekte ise çeşitli sistemik hastalıklara bağlı olarak ereksiyon fonksiyon bozuklukları olabilir ve erkek kendisini yetersiz hissedebilir. Erektil disfonksiyon olarak tanımlanan bu durumun tedavisi de kesinlikle mümkündür. "Kişide hormonal dengesizlik olması, kadın veya erkekte libido (cinsel arzu) azalmasına neden olur" gibi yanlış bir inanış da vardır. Bu tür düşüncelerin temelinde psikolojik nedenler yatabilir. Sonuç olarak toplumun daha doğrusu bireylerin infertiliteye bakış açılarında gelişme oldukça cinsel fonksiyon bozukluları da bu hastalarda daha az görülecektir. Eşler arasında uyum ve anlayış ana unsurdur.
Sağlıklı cinsel yaşam tedavinin başarısını etkiler mi?
Prof. Dr. Mustafa Bahçeci Her ne kadar toplumun bazı kesimlerinde hala tabu olsa da, son yıllardaki teknolojik gelişmeler ve sosyo-kültürel değerlerdeki değişimler, kısırlık tedavisi için başvuru sayısında büyük artış sağlamıştır. Her 7 çiftten 1'inin problemi olarak karşımıza çıkan kısırlık artık bir sosyal olgu, bir halk sağlığı problemi olarak kabul görmelidir. Tedavide başarıya giden en önemli koşul, çiftin uyum ve sabrı, sağlıklı devam eden cinsel yaşamlarıdır.
Kısırlık bir tabu olarak mı görülüyor?
Prof. Dr. Mustafa Bahçeci Kısırlık, her ne kadar toplumun bazı kesimlerinde hala tabu olsa da, son yıllardaki teknolojik gelişmeler ve sosyo-kültürel değerlerdeki değişimler sonucunda, tedavisi için başvuru sayısında büyük artış olduğu kaydediliyor. Kısırlık yani infertilite artık bir sosyal olgu, bir halk sağlığı problemi olarak kabul görüyor. Kısırlığa toplumun daha da önemlisi bireylerin nasıl baktığı önem kazanıyor.
Kısırlık cinsel kimliği zayıflatıyor mu?
Prof. Dr. Mustafa Bahçeci Erkekten veya kadından kaynaklanan bu problem tedavi edilebilir herhangi bir hastalık olarak kabul edilmelidir. Kadının gebe kalamaması veya erkeğin gebe bırakamaması; çiftlerin, dolaylı olarak bireyin toplum gözünde cinsel kimliğini zayıflatabiliyor. Eğer bu problem kişinin cinsel aktifliğinin bitmesi olarak algılanırsa boşanmaya kadar gidebiliyor.
Bu önyargı nasıl ortadan kaldırılabilir?
Prof. Dr. Mustafa Bahçeci Herhangi bir bilimsel dayanağı olmayan bu ön yargılar ancak toplumun bu konuda bilinçlendirilmesiyle ortadan kalkabilir. Bazen, kırsal kesimden gelen hastaların tedavide başarı kriteri sadece ama sadece eşinin hamile kalabilmesi olmaktadır. Hatta kaç tane bebek sahibi olabileceğini bile sorgulayanlar için bebeğin sağlıklı olup olmayacağı, doğumun nasıl olacağı, hatta canlı doğumun olup olmayacağı bile bu kadar önem kazanmayabiliyor.
Kısırlık cinsel arzuyu etkiler mi?
Prof. Dr. Mustafa Bahçeci Kısırlık; cinsel bir fonksiyon eksikliği değildir. İnfertilite probleminin nedenleri arasında, cinsel fonksiyon bozukluklarının oranı sadece % 5'tir. Infertilitenin cinsel hayat üzerine iki yol üzerinden etkisi vardır; birincisi teşhis sonucu kişiden kaynaklanan psikolojik nedenler, diğeri ise infertiliteye neden olan etkenin organik olarak cinsel fonksiyon bozukluğu yapması. Bir çifte infertilite teşhisi yapılırken bir çok test yapılmaktadır. Bu testlerden bazıları basit bir kan almaktan ibaret olurken bazıları ise fizik muayene, ultrasonografi uygulanması, röntgen ışınları altında rahim filminin çekilmesi hatta endoskopik cerrahi gibi karmaşık testler olabilmektedir. Bu testler sonucu infertilite teşhisi konulmuş çifte doğal olarak cinsel isteksizlik görülmektedir. Bunların yanında erkekten tahlil amaçlı meni örneğinin alınması, eğer meni verme şartları da elverişsizse daha fazla probleme yol açmaktadır.
Cinsel isteksizlik karşısında ne yapılmalıdır?
Prof. Dr. Mustafa Bahçeci Cinsel isteksizlik hem kadın hem de erkekten kaynaklanabilir. İnfertilite teşhisi sonrası yaşanan inkar, isyan ve korku gibi duygular daha sonraları yerlerini kaygılanma ve anksiyeteye bırakabilir ki bu tip duygulanımlar cinsel fonksiyon bozukluğuna yol açmaktadır. Bu durum tamamıyla psikolojik olduğu için eşler arasında anlayış önem kazanmaktadır. Ayrıca hekimlere düşen bir görev de bu çiftlere şikayetlerinin sadece çocuk sahibi olamadıkları ve teşhisin de bunu doğruladığı ancak mevcut durumlarının herhangi bir şekilde cinsel hayatlarını etkilememesi gerektirdiğini iyi bir şekilde anlatılmasıdır. İnfertil çiftlerdeki sağlıklı cinsel yaşam aynı zamanda tedavideki başarı oranını da etkilemektedir. İkincil yol olan organik bozukluklar ise, kadında ve erkekte farklı görülmektedir. Endometriozis, pelvik enflamatuar hastalığı gibi jinekolojik problemlerden dolayı gebe kalmakta zorlanan kadınlarda cinsel ilişki sırasında acı olmaktadır. Böyle durumlarda ağrıdan dolayı kısır bir döngü gelişir ve kadın cinsel birleşmeden uzak kalmayı tercih edebilir. Eğer yeterli tedavi uygulanırsa bu durumlarda cinsel birleşme acısı çok kolay kaybolur. Erkekte ise çeşitli sistemik hastalıklara bağlı olarak ereksiyon fonksiyon bozuklukları olabilir ve erkek kendisini yetersiz hissedebilir. Erektil disfonksiyon olarak tanımlanan bu durumun tedavisi de kesinlikle mümkündür. "Kişide hormonal dengesizlik olması, kadın veya erkekte libido (cinsel arzu) azalmasına neden olur" gibi yanlış bir inanış da vardır. Bu tür düşüncelerin temelinde psikolojik nedenler yatabilir. Sonuç olarak toplumun daha doğrusu bireylerin infertiliteye bakış açılarında gelişme oldukça cinsel fonksiyon bozukluları da bu hastalarda daha az görülecektir. Eşler arasında uyum ve anlayış ana unsurdur.
Sağlıklı cinsel yaşam tedavinin başarısını etkiler mi?
Prof. Dr. Mustafa Bahçeci Her ne kadar toplumun bazı kesimlerinde hala tabu olsa da, son yıllardaki teknolojik gelişmeler ve sosyo-kültürel değerlerdeki değişimler, kısırlık tedavisi için başvuru sayısında büyük artış sağlamıştır. Her 7 çiftten 1'inin problemi olarak karşımıza çıkan kısırlık artık bir sosyal olgu, bir halk sağlığı problemi olarak kabul görmelidir. Tedavide başarıya giden en önemli koşul, çiftin uyum ve sabrı, sağlıklı devam eden cinsel yaşamlarıdır.