Arama sonuçlarınız

Güneylere inmeden önce bi'kaç saat Yapraklarını dökmeye çok hevesli bir ağaç Gibi ağladın, hazır değilsin yaza Sen yalan söyledin bana Düğümlerini çözemedim diye çok üzüldüm Sen de bunu görüp yatağa gömüldün Belki ben yanlış anladım ama Sen yalan söyledin bana Kuşlar göçer günler koşar yaz...

Bu hikaye bu akşam bitecek büyük ihtimalle Ama iyi bir insansın sevgilim sen de kendi özünde Bu olmak zorunda artık, inkar etmek anlamsız İkimiz de yaşayacağız öyle ya da böyle Madem umuttan bu denli yoksunsun Her şey şimdi, şu an, burada son bulsun Duymak istediğin her şeyi duydun Artık...

Gecenin üçünde kaçırdığım taksiye binen müşteri olma İhtimalinde aradığım şeyler; Mutluluk ve benzeri, unutulmuş bir sesten duyulan sevgi sözleri gibi. Tek gecelik mavi ipek gecelik giysen Tek kişilik bir koltuk yeter gece için. İki seçenek arasında kalmak zor, ben hangi taraftayım Aklına...

Bu tarlaya ne ekmek günah değil yasaktır? Dün adaya at indi, hem trip hem murattır Bu kızlar bana bakıyorlar, beni nereden tanıyorlar? Bu çakallar yakınımdalar, boş bir ana bakıyorlar Günler geçiyor, aylar geçiyor, geçsin gitsin Dün 105 yaşına girdin henüz çok gençsin Mezarının üstünden...

Yürünmeyecek kadar Islanmış sokaklar Taşıdığı kafalardan Şikayetçi ayaklar Bana reva mıdır bu? Taksisiz duraklar Şimdi hiç hâlim yok Yürümeye eve kadar Gencebay çalarken Taksiden inilmez Bizim eve ayakkabıyla Girilmez

Yarım kalmış devrimin bende Değeri ne kadar olur ki sende Çok yorulmuş gibisin Ama o vazo düşmesin Senin için senden ayrı durdum Saatleri hep öğlene kurdum Ama artık bana yeter Akşam akşam bu keder Bunu uzun zamandır sormak istiyordum Ama biraz korkak biriyimdir üzgünüm Ama kişilikte düzgünüm...

Bugün üçüncü gün ve güneş artık çok uzakta Uzak diye bir şey yoktur peki lavabo ne tarafta Üzgünüm deniz burdan görünmüyor ama balıkların hepsi hala hayatta Belki de hep birlikte beyaz bi kamyonete doluşuruz Üstümüzden geçen uçakların sesleriyle boğuşuruz Hani şu şarkıdaki gibi değil sene de bi...

Yanlış cevaplarla gitti doğrular Merhaba benim adım boş bırakılan sorular Üstümden geçen bulutlara inanmam Onlar her zaman biraz hüzün taşırlar Sen benim sensizliğimin başlangıcı oldun Boş sayfalara doldun Bu akşam ayrı bir hoşsun sanırım sarhoşsun(x2) Evi terketmen iyi oldu bir bakıma Ben zaten...

Her şehir kendi içinde biraz hüzün barındırır Şehirlerin, hüzünlerini sokak kedileri taşır Saat tam olsa bile ama çok geç kalınmıştır Ama boşver sen üzülme ben bazen bir arabayımdır Üç oda bir salon üstüne bir de balkon Bana yeter de artar bile Hadi geldik son durak hava birazdan kararacak...

Bilirim bir uzun yoldur aşılmaz Varılmaz yanına tastan arkadaş (2) Bunu bile bile bak yine bu yaz Vuruldum ben yeni bastan arkadaş(2) Yolum inat etsin çıkmasın düze Ne çıkar karışsa gecem gündüzü(2) Razıyım ben yalnız o güler yüze Vazgeçtim kirpikten kastan arkadaş(2)

Çok özlemişiz de eşşekliğimizle susmuş kalmışız O günlerimizle biz ölmemişiz de biraz yıpranmışız İnsan düşünmüyor değil Hiç üzülmüyor değil Ama benim de hatam var Gel benim için değil Yemin ederim değil Başka bir konu var Tam üç sene önce rüzgarıyla ünlü bir yerde tanışmışız Bugün aynı...

Saat ikide gelirsen, işte her neysen Birazcık geciksen bile O eski sen değilsen, işte her neysen Farkında değilsen bile Anlatmamı iste benden, anlamasan bile Ben onbeş dakkaya geliyorum, sen çayı demle E sen neyi anladın da, e sen neyi anladın da Bugüne kadar E sen neyi anladın da e sen neyi...

En dürüst emeviler hep endülüsttedir Dönülecek tüm gemiler yakılsa bile Küresel ısınmaya rağmen bu şehirde Yaz normalden daha uzun sürecektir Dünyanın en güzel kızları taksimdedir Oğlanları da yine aynı şekilde Haziranlar hep ölümle başlasa bile Mutlak galibiyetle sona erecektir Beşiktaşta...

toplum tarafından onaylanmış aşkınla beraber deniz manzaralı bir ev düşlersin. kedilerin tercümeye ihtiyaç duyulmayan seslerine büyük anlamlar yüklersin. tartışmaya açık bıraktım çayın altını hangi rafa koymuştum servis takımını bilemedim denize kıyısı olmayan insanları hiç sevemedim. son...

Duyguda sahtecilikten almışlar seni En az beş yıl yermişsin. Bu topa çıktım üstelik golü de attım bu sefer Ancak sen hemen ofsaytı vermişsin Kendi evimde deplasmandayım Bu çok acı bir şey bilmem nasıl anlatayım Benden kalan her şeyi at Ya da uygun bir fiyata sat şimdi Önemli değilim Artık...

Giydim en kalın hırkamı El örgüsü, değerli. Pencere açık hava karlı, odam dumanaltı. İlham bekleyen bağımlı şairlerden, Sahibi olmayan bisikletlerden, Yokuş çıkarken kopan zincirlerden bir hayat yaptın sen. Ağustosu güz yapan bakışların Kapıları sessizce kapatışların Özleniyor tarafımca...

Ev çok sessiz kalmasın diye giydiğim terlikler Her yere vuruşunda senin adını söyler "Annem beni çok sevdi, kız görünce ağlıyorum Ben sana düzenli olarak telefon ediyorum." Ama bulmam zor benim seni ve senin Masum, madur ve mağrur dostlarını. Poşet çaylara karşı bu savaşta demliklerin...

Ben sana benimle gel demedim ki Ben sana benimle gel demedim ki İstedim sadece hiç bir yere gitme İstedim sadece hiç bir yere gitme Aynı cümleyi kurup aynı şehre bakarken Gideceksen şimdi git güneş doğarken Aynı cümleyi kurup aynı şehre bakarken Gideceksen şimdi git güneş doğarken Ben senden...

Bir osman abi'ye, bir de anneme sordum Bu kız şimdi ne oldu da gitti Hani güzel günler bizi bekleyecekti Bu kız şimdi ne oldu da gitti Günlerden bir pazar, ay ağustos idi Farkında olmadan hayatıma girdi Evi beşiktaş'taydı ama o fenerbahçe'liydi Tam bilmiyorum ama sanırım izmir'liydi.

Bugün yine aynı yine aynı bi' gün Bugün niye aynı niye aynı bi'gün Diye sordum,cevabın ertesi gün. Ve daha dün konuşmuştuk hatta sen güldün Peki,nerden çıktı şimdi bu hüzün? Ve eylül neden hep başlangıcıdır güzün? Şahidi olmak zorunda mıyız biz dünyanın dönüşünün? Olabilir miyiz sence...