Ben senin Canın için; ömrümü ELîF gibi dimdik ve onurlu
Bir kibrit misali ömrümü kâlbten yanıp fedâ ederek
Şimdi Hâttat misâli; nefesimle VAV çekerek
VAV gibi yalnızca secde de dûa ile geçirir
CİM gibi heybetimle; Cemâlini görmek için çırpınır
LÂM ELîF Mütecessîm şemâlîni
Ve BÂ Mütebessüm çehreni ve şirînliğini, sevimliliğini gönülden hissederim
O nâzenin ve toy bir kısrak gibi duruşunu vebakışını
Sesinin tınısını kulaklarımla âdetâ mest ederim
NÛN misâlî, o kavisli ve dikbaşlı bir kısrak gibi:
Rûhunu öz-benliğimde imiş gibi farzederim
Derinden; derûnî bir şekilde KÂF gibi içten içe yanar
Kimi zaman yanarak; dengeli KEF misâli
Kimi zaman çırâ ve kor gibi
NÛN gibi nûrunla her ânı yanarak sıcacık kalır
Yüreğimi ateşlere atıp yakıp; âdetâ yanıp küllerimi rüzgâra savurur,
Ve âşkı uzak diyârlara yayarak zerre-i hücrelerimle;
Her türlü fenâlıktan Râhmet-î Râhman-a sığınarak
Hât titizliğinde; egomuzdan, benliğimizden, enemizden kurtularak
Duvardaki hât misâlî senin bana, benim sana hareket edip;
Herc-ü merç olup, Cemâlûllahı birlikte düşleyelim
Her türlü Ârâfdan sıyrılıp
VÂV gibi o büyük günde vuslâta ermek niyetiyle:
Yani Senle kavuşacakmışız gibi:
Son hakkını kaybeden komutan misâlî;
YEnin verdiği o haz ile; âhîrette buluşmamızı düşlüyorum...
Bir kibrit misali ömrümü kâlbten yanıp fedâ ederek
Şimdi Hâttat misâli; nefesimle VAV çekerek
VAV gibi yalnızca secde de dûa ile geçirir
CİM gibi heybetimle; Cemâlini görmek için çırpınır
LÂM ELîF Mütecessîm şemâlîni
Ve BÂ Mütebessüm çehreni ve şirînliğini, sevimliliğini gönülden hissederim
O nâzenin ve toy bir kısrak gibi duruşunu vebakışını
Sesinin tınısını kulaklarımla âdetâ mest ederim
NÛN misâlî, o kavisli ve dikbaşlı bir kısrak gibi:
Rûhunu öz-benliğimde imiş gibi farzederim
Derinden; derûnî bir şekilde KÂF gibi içten içe yanar
Kimi zaman yanarak; dengeli KEF misâli
Kimi zaman çırâ ve kor gibi
NÛN gibi nûrunla her ânı yanarak sıcacık kalır
Yüreğimi ateşlere atıp yakıp; âdetâ yanıp küllerimi rüzgâra savurur,
Ve âşkı uzak diyârlara yayarak zerre-i hücrelerimle;
Her türlü fenâlıktan Râhmet-î Râhman-a sığınarak
Hât titizliğinde; egomuzdan, benliğimizden, enemizden kurtularak
Duvardaki hât misâlî senin bana, benim sana hareket edip;
Herc-ü merç olup, Cemâlûllahı birlikte düşleyelim
Her türlü Ârâfdan sıyrılıp
VÂV gibi o büyük günde vuslâta ermek niyetiyle:
Yani Senle kavuşacakmışız gibi:
Son hakkını kaybeden komutan misâlî;
YEnin verdiği o haz ile; âhîrette buluşmamızı düşlüyorum...