Adını SEN koy Full Arşiv ResimLi şiirLer

4c974b2ad1f6e55344589f0vs0.jpg


Sen düşlerimdeki büyük.... Bense düşlerle büyüyen asılsız..!

Aranan kimlik nasıl bulunabilir...Sen kadınım derken çeliştim küçük bir kız kimliğiyle, kaybettim aslımı, ya da aslımı hiç bulmamıştım aslında.... İsterdim elbet bir çocuk masumiyetiyle gülsün gözlerim. Ama ancak bir salıncak yada kaydırak gölgesinde düşüp dizlerimi yaralayacak kadar çocuk olabildim ben. Genç kızlığım poster aşklarından ve annemden yediğim ergenlik tokadından ibaret ve vitrinlerdeki topuklu ayakkabılar kadar dı kadınlığım…

Kabuk bağlayan yaralarımdan öğrendim yaralanmayı, sonra da senden.
Düşlerim nerden düştüyse adı intihar olmuştu yaşamamın. Özneliğini yüklendiğim tüm yalnızlıklarımdan istifa dilekçemi sundum kendime.. Yaşama kafa tutarak geçiyorum gençliğimden de. Parmak uçlarımda, tüm mahcupluğuyla kalemim ayrılığı kusuyor.

Ama ben seni susuyorum dilimin döndüğünce. Dipteyim. Koynumda ayaza çalan yokluğunun ayak izleri… (aşk gibi)… Aklımın zoruna iliştiriyorum hesapsızlığımı. Yazgımı karalıyorum belki temize çekersin diye ama bu önsözsüz ağıtın nüshası temize çekilmiyor. Yokluğundan ezberliyorum gülüşünü önce. Gelişlerinin cehennemlerine denk geliyor yalnızlığım. Tanrı affetsin kabuk bağlamayı bilmeyen tek başınalığımı. Yarası git gide derinleşiyor acıya buladığım cümlelerimin. Bir bavul dolusu cümle var defterimde sana dair. Yara bandı tutmayacak kadar derin tüm cümlelerim. Haklıydın… Bitmeyecekti… Olmayacaktı bu düşe konulmuş bir noktam. Virgüllerle dolu bir düştün, beni çok büyüttün… Yapıp bozulacak kadar oynamıyorum artık kendimle.. Şimdi asılsız kimliğim bir yıl daha eskidi !!!

Bir sayı daha düşüyor sıfırlanmış ömrüme. Bir yıl daha büyüyorum kendime…Bir adım daha yaklaşıyorum bulmayı umut ettiğim kimliğime... Uçurumlara sürgün ediyorum düşsel kırıklarımı. Varlığımın üstünden bir yıl daha geçiriyor zaman. Yokluğuma bir adım daha yaklaşıyorum. ''İyi ki doğdun''lara sığınmıyorum. İyi ki sini keşfedemedim henüz ömrün… Bir yıl daha büyüyorum. Bir yıl daha küçülüyor içimdeki neşe. Bir yıl daha satır arasına sıkıştırıyorum hayallerimi..

Ben vazgeçiyorum, sen büyütür müsün yarınlarımı benim yerime?
O kadar intihar ettim ki yaşamaya mecalsizim…
Sen düşlerimdeki büyük… Bense düşlerle büyüyen asılsız bir küçük…
 
Sana, "bir resme bakıp da içinin acıdığı oldu mu?" diye çok sormak istedim.
Ama ya bugüne kadar acımadıysa ve bundan sonra da hep acırsa diye korktum.
Nereden çıktı şimdi bu deme, ne zaman resmini elime alsam bir el uzanıp tâ derinlerden beni bambaşka bir sen’e Bürünürüyor.
Hiç olmadık bir yerde hiç aklımın ucundan geçmeyen bir hatıranın kollarında dolaşıp seni aramak sensizlikte ya da hiç eskimemiş bir resim de alışılmışın dışında.
Uzaklıklara hükmedemeyip, bir resimle avunmak zor.
Daha dün yanımdayken bugün yokluğunu solumak zulüm.
Ne bir dar ağacı, ne de bir kefen. Yanımda olmadığın anlardır beni içten öldüren.

"Bir resme bakıp konuştuğun oldu mu?" diye sorsam sana cevabın ne olurdu?
Mesela hiç benim resimlerimle kavga ettin mi?
Biliyorum biliyorum bu delilik bana mahsus.
Beni benden alıp sende bir ben yapan işte bu. Delilik.
Ben sana olan sevgime öyle bir değer biçmişim ki şu dünya yüzündeki farklı farklı milyonlarca aşk çiçeğinden birer damla bal koymuşum içine.
Biliyorum ne dersem diyeyim o otobüse bineceksin ve beni bendeki sen’e terk edeceksin.
Ben yine sana el sallayacağım kollarım halsiz düşene dek.
Biliyorum gözlerini bir an bile ayırmayacaksın benimkilerden otobüs garajı terk edene kadar.

Ben seni yine özleyeceğim ve sen bir gün yine döneceksin nasipse.

Dur gitme seni bensiz bir şehire yollamak,
beni sensiz bir şehirde mahsur bırakmak zor gelir gönlüme.
Kim bilir sensiz günlerimin arşivine kaç sensizlik daha ekleyeceğim.
Sensiz kaç güneş doğacak üstüme, bensiz kaç gece geçireceksin.
Dur ne olur.

Beni sensizliğin acılarına gömme.

Madem gideceksin hayalimi unutma, bir an olsun ayırma yanından.
Sen gideceksin ben sana burada özlem biriktireceğim.
Biliyorum gitmekten çok da mutlu değilsin.
Sen de beni özleyeceksin sen de...
Güneşe bakarsan beni, geceye bakarsan da beni hatırla.
Bir ses gelirse kulağına şiirim, bir damla düşerse avucuna gözyaşımdır anla.
Sen beni özlemeye gidiyorsun ve bunu biliyorsun.
Seni seviyorum desem zaten biliyorsun.
Hoşça kal desem mümkün değil.

Ben sana ne diyeyim ki...

Dönüşün gidişinden kolay olsun.
Ben seni kalbimin kapısında bekliyor olacağım.
Niye mi?
Nasıl cevap verirsem vereyim ne seni ne beni ne de sevgiyi anlatmaya yetmeyecek.

Sana benden başka gitme diyenin olmasın inşallah.

Bu da sana bedduam olsun.
İyi mi?
 
2m43o8i.jpg


Seviyorum işte..

Varlığını, yokluğunu, var edişini, yok edişini...

Bakışını, duruşunu, sözlerini, nefesini..

Seni hala benim hissedişimi, olmasan bile bir parçanın daima benimle oluşunu..

Ben oluşunu, sevdiğim oluşunu...

Sen, düşlerimin Odak noktasısın.

Yanımda olmasan da ruhumun hep bir köşesindesin.

Hiç gitmeyecekmişcesine, gidemeyecekmişcesine..

Seni ilk gördüğümde dünlerinden bozma uçurumlarını gizliyordun yüzünde, nasıl sevmiştim seni bu kadar?

Cevap yok...

Sonsuzdu,

Ve Sensiz olmayacaktı artık.

Gitmemeliydin sen!

Hep benim kalmalıydın, nasıl giderdin ki hem?

Sen gidince ben kimi severdim ki bu kadar büyük?

Ama Bir gün gittin...

Ve Ben gün ve gün BİTTİM!

Her yüzde seni sevdim, her bakışta seni aradım...

Sensizliğe inat, inadına başka ruhlar başka insanlar tanıdım.

Ama hiç biri sen değildi ki...

Hiç biri sen olamıyordu ki bana.

Benim bir tane senim olmuştu, nasıl başka bir sen bulabilirdim ki.

Nasıl bir baskasında bulabilirdim, sende bulduğum masumiyeti..

Çocukluğu, saflığı ve benliği.

Şimdi Neredesin kim bilir?

Hangi Yollarda Bensizliğe doğru gitmektesin, adım adım...

Biliyorum...

Çok hatalıyım, ama yetmez mi ki bu kadar acı, bu kadar hüzün, bu kadar gözyaşı..

Bitsin Artık!

İstemiyorum sensizliği, yerin dibine batsın yanlızlık.

Dön Artık!

Ne olursun DÖN..
 
Ertelenmiş bir sevgi borçlusun bana hayat, sımsıcak kavuşmalar borçlusun..

Hiçbir zaman karşı çıkmadım sana.
Yürekleri sararmış insanların içinde yaşadığım acılar var ve onlar kadar varoldum.
Yaşayamadığım acıları da yaşatacaksın biliyorum zamanı geldiğinde,
ama yine de yalnızlığımla yaşıyorum seni..

İşte senin farkında olmadan yarattığın eserim ben. Karşındayım.
Desem ki terk edip gidiyorum sendeki yaşanmışlıkları,
Umursar mısın acaba.. ??

Zaten hep itilmiş duyguların gölgesinde yaşanıyor aşk acısı.
İnsan önce beyninde seviyor, önce beyninde haykırıyor sevgi sözcüklerini, sonra , sonrası yok.
Hep içinde tutuyor bir ömür boyu...

Anlasana ertelenmiş bir sevgi borçlusun bana hayat..
Denizi mavi olarak görmüştüm
ilk kez, bulutları ise beyaz olarak hatırlıyorum hala.
Öptüğüm ilk kişi kayıtlardan silindi, utanarak dokunduğum ilk el ise hala kayıp.

Sorgulayamadığım sadece çocukluğum kaldı,
Bir de masumca seven yüreğim ve gecenin karanlığı kaldı ellerimin arasında.
Diğer tüm değerler ise kayıp gitti ellerimin arasından..
Şimdi ise hiçbir şeyim yok...

Bana inat tüm yaşattıkların hep şahitsiz,

Hep soğuk, hep buruk gülüşmelerde kaldı.

Tüm geçmişime inat,

Tüm bu satırlara inat,

Sakın unuttum sanma!...​
 
SEN ;
Başka ellerden bana savrulmuş bir toz bulutu,
Gözlerimdeki ışıltının aynı zamanda gözyaşlarımın birinci dereceden faili..
Kimi zaman en büyük acım, ama her şeye rağmen mutluluğumun en önemli sebebi...

Ben sende durmalıydım..
Senin dokunuşlarına, senin gözlerine yakışırdım…!
Anlamadın…!

Asılı kalmalıydım yüreğinde…
Sevmeye gelmiştim seni, tut beni istedim,yakala yüreğimden, bırakma hiç..!
Olmadı…!
Ellerim avucundan, yüreğim yüreğinden kaydı..
Bir şey diyemedim, sustum…!


BEN ;
Senden öncesini yaşamamış gibi, sanki yıllardır senin gelmeni beklemiş anlamsız bir hikayeyim baştan sona…Karanlık yollara sapmamış, yüreğimi kirletmek isteyenlere yanaşmamış, ürkek bir çocuk gibi gezinmişim elim cebimde hayatı…

Bir nefes alış süresinde sevmişim seni…İçime çekmişim, her hücremde izin kalmış…!

Herşeyim sana dair olmuş, bana kalan hiçbirşey yok…Sadece adı var “ben” dediğim,içi boş olan…Ben sen olmuşum aslında, gidişinde anladım…Şimdi ne sen “eski sensin” , ne de geride bıraktığın o bildiğin benim…! Aynı olan, hiç değişmeyen tek şey benim sana olan sevgim…! Birde kenarda biriktirdiğim sitemim…!

BİZ ;
..Diye bir şey yok artık..Sen ve ben var, her ne kadar kabullenmiş olmasamda…!Üzerimizde anlamlanan kelimelere mesafe girdi, sevgimize çoktan bulaştı zaten…!

Sırtımda yokluğunun rüzgarı, bedenimde bir boşluk, yüreğimde tarifi imkansız bir ağırlık var artık…!
Gözyaşlarımla söndürüyorum senden arta kalanları , gecelere bir bedel ödüyor sürekli gözlerim…Bakışlarım renk vermiyor artık… Hıçkırıklarım, içimde yankılanıyor…
Sen bilmiyorsun..!

Hayatın kirli oyunlarına alet olmadan, gözün kapalı, yüreğin açık sev istedim beni…
Yapamadın…!

Şimdi benimde sana;
Yüreğim kapalı, yollarım dar..​
 
Biliyorum, konuşacak bir şeyimiz kalmadı, paylaşacak hiçbir şeyimiz yok.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği kadar sana sesleniyorum, seninle konuşuyorum..
Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım.Sevgimi aldım avuçlarımın arasına ,ona sığınıyorum...
Cümlelerimi kısalttım, kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda...
''Bir ihtimal gelişine'' sığındığımı farkettiysem de engel olamadım, gurursuz ama umutlu hasretine..
Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum, imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor...
Bende olan seni hiç kırmadım , değiştirmedim ve hep korudum desem de , sendeki benin nasıl olduğunu anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum..
İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum!


Anlamsız ve cevapsız sorular hınzırca sırıtıyor; ben,duymamaya çalışıyorum .
Düşler uzak Gibi görünüyor, ama yakınlar ,belki de görmeyi istemek gerekiyor.
''Gözlerini aç ''desem kapatacaksın, ama kapatma!
Gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş; itiraf etti sonunda...
Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve kalbim değil.
Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım. Susturacaktım içimdeki isyanı.
Kavgaların ortasında Bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini ,sevinçten ağlayacaktım bu defa!
Mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi, dokunacaktım, sarılacaktım...
Ama gelmedin, gelemezdin, belki de gelmeye hiç niyetin yoktu aslında..
Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum.
Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş gibi geliyor..
Sevdiğim ne çok şarkı varmış meğer, bunu senin gidişinle anladı!
Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde, gecede, uykumda...
Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi?
Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda değilsin?


Gittin! Belki de hiç gelmemiştin ben geldiğini sandım...
Yokluğuna ayak uyduramıyorum.!
Her gelişimde ''bir kez daha gönderdiğin ''oldum...
İnanmadığın, yenemediğin, üzerinden atlayamadığın korkuların oldum...
Yüreğindeki kadın ben olmak isterken, tozlu bir anı oldum..


Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım ve sana geldim.
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim?
Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda.


Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini.
Öğrenirse, onun da acı çekmesinden korkuyorum...
Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların sonunda olması acıtıyor içimi.


En büyük silahınla vurdun beni;
asıl acı olan unutulmak!
Unutulmayan olmak sende daha güzel duruyor..
Benim kırgınlığım AŞK'A...
Sen lütfen üstüne alınma!...
 
Bakır tepsinin gümüş bakışlı gözlerine...




...K O L K O L A A D I M L A R I N Y A L N I Z L I Ğ A İ N C E B İ R Ç E N T İ K A T T I Ğ I
B E K L E N T İ L E R İ N K A L B E Z A R A R O L D U Ğ U D O N U K D A K İ K A L A R...





13yepz.jpg


.
.
.


Küçük ve masum sessizliklerin, gittikçe kırbaç etkisi yaratan çemberi daralıyor…

Sayısız darbelerin arasından sıyırabileceğim gün doğumu, zifiri karanlıkla ortak çalışıyor; ve ben hangi sayfanın yırtılıp bir tarafa atılan parçasıyım, çözemiyorum… Kemik uçlarıma yerleşen dermansızlığın yazgısı, tek cümlede atılmış meğer!Artık bir imza yok!!





mrnfn.jpg


.
.
.



İki şarkı arası bocalıyorum…Uzuvlarımdan bana kalan durgunluğun çözüleceği zamana direnmek nafile..
Belki de baharı beklerken kışı unuttuğumuzdan oldu tüm bunlar…
Şeridin bomboş olduğunu düşünürken, tali yolllardan vurgun yedik…
Ki vurgunu kâğıda çizmek bu kadar zorken…




2guyycy.jpg


.
.
.


Yine de sargısı boldur düşlerimin, düşüşlerin geçirgen olduğu bir atlasta... Henüz yolun başındayken dudaklarımın kenarına bıraktığın kokunla, karı delen bir güneşin bakışlarıma düştüğü yerden, sana dokunuyorum...

Şehir ayrılıkları sürtse de bedenimi, birgüne dair inadına bekliyorum geleceğimizi...

"Kıskaçlarını açmış zamanın törpülediği yüreğimden akıp gitti sensizlik...
Bir tutam ayrılık da olsa aşkı perçinleyen, içimdeki sana emanet ediyorum BEN’imi...."




sobh8l.jpg



.
.
.
 
'' Sen üzülme diye satır aralarına ördüm yokluğunun sancılarını...

Duyup ağlama diye bir saçak altına sığınıp

Şimşek gürültülerinde yutkundum sensizliğin çığlıklarını...''


Yüreğinde bir bahar göremeden, kanayan yaralarımı iyileştirmeden çekip gittin...

Gitmeliydin, hiçbir zaman dönmeyecek şekilde yüreğimde sana dair ne varsa alıp gittin...

Gittin diyorum hiçbir zaman yüreğime gelmemiştin sen...

Evet, bu cümleyi kurmamak için ne savaşlar verdim yüreğimin hücrelerinde bir bilsen...

Seni üzmemek için acılarımda demlenmiş bu cümleyi hep erteledim dudaklarımdan...

Yalnızlığında depreşen yaralarımı görme diye kalemi kırdım...

İsmini anan dudaklarıma kilit vurdum, seni üzecek tek bir kelime söylemesin diye...

Sen varken taze tomurcuklar açan kelimelerim, yokluğunda paslansın istedim...

Sen benim canımdın, sana ve gözyaşlarına kıyamadım işte...

Sana acı vermemek için, yüreğimdeki ''senden'' kaçtım...

Senin olduğun her yerden uzaklaştım...

Hayattan, bu satırlardan kısacası her şeyden kaçtım...

Unutmak için değil, senin gidişini kendimden gizlemek için...

Gitmelerini erteledim yüreğimin kıyılarında...

Bitkisel hayata girmiş varlığını, kendi soluğumla yaşatmak istedim...

Soluğu tükenmiş bir cana, ''canımı'' verircesine yokluğuna anlatan kelimelerden kaçtım...

Canımdan canımı koparıp, biraz daha varlığında gülümseyebilmek için

Kendimi seni hatırlatan kelimelerle avuttum...

Kendimi ''yalnızlığımla'' aldattım...

Gidişlerine kaç kuyruklu yalan uydurdum...

Kaç kez kaçınılmaz bu gerçekle aynalarda yüzleşmekten korktum...

Hiçbir zaman dillendiremedim senin gidişini hatırlatan kelimelerle...

Ama yutkunamadım, dudaklarıma kilit vuramadım işte...

'' Hiçbir zaman yüreğime gelmemiştin sen...''

Gece olup herkes evine döndüğünde anladım, senin bir daha dönmeyecek şekilde gittiğini...

Gittin, hiçbir zaman geri gelmeyecektin….

Varlığındayken her gece aradığın vakitlerde, ben hala sen ararsın diye seni bekledim sen kokan köşelerde...

Seni beklerken karanlıklarla oyalandım biraz, körebe oynadım zamanla...

Kovalayan yalnızlıktı, ben ise sana ve varlığına kaçan oldum...

Hep yokluğuna ebe oldum bilmediğim oyunlarda....

Gözyaşlarımı avuç içlerimde saklayıp, seni bekledim işte zamanın kör saatlerinde...

Seni götüren tarihi alnımın ortasında bir mıh gibi çaktım...

Ve hala gittiğin günde hala bıraktığın yerdeyim…

Bir gün gelecekmişsin gibi seni bekliyorum sen kokan köşelerde….

Hatırlar mısın bilmiyorum, senden önceki terk edişlerimi yazdım sana...

Acılarımı katık yapıp aynı sofrada paylaşmadık mı seninle...

Hüznün içinde umutsuz kaldığımda ''Pes etmeler bize göre değil, yılmakta öyle...

Şimdi hadi tut ellerimden... Gir hadi yüreğimden içeri böyle hüzünlü olduğun zamanlar...

Orada cennetten bir köşe var senin için... Kuşlar, çiçekler, kelebekler...

Orada biraz mutluluk doldur yüreğine, huzur doldur... Sığınağın olsun orası, sığındığın...

İçinde akan derede yıkan ve sıyrıl tüm acılarından. '' satırları geliyor dilimin ucuna...

Yüreğim ise her satırında seni arıyor...

Susup bakakalıyorum senden kalan tek hatıra bu satırlara...

Huzur arıyorum gözlerindeki mutluluk ülkelerinin baharlarında...

Sığınak arıyorum yalnızlığın ayazlarından kaçıp yüreğimi ısıtabileceğim...

Seni arıyorum lakin, yüreğimde bulamıyorum...

Ruhum gitti derken yüreğim kabullenmiyor gidişine...

Ruhumla kalbim arasında tek başıma kaldım...

Gittin mi, yoksa giden sadece mevsimler miydi bilemiyorum...

Bildiğim tek bir şey var ...

Yalnızlığında yetim, karanlıklarda sensiz kaldım…!
 
Koca koca yağmur bulutları geçiyor yüreğimden,

Gel de sus...
Gel de ağlama...
Gel de dayan!

Say ki, kızgın çöllerde suya hasretim.
Sana hasretim "su" kadar.

Gel de susuz dayan!

Hani,

Böyle eksik yaşanmışlıklara gözleri açık kalır insanın ölürken,
Ölüyorum ve gözlerim açık gidecek.

Gel de dayan.

Ölümlerden ölüm beğeniyorum,
Sensiz cenazem kalkmıyor.

Herkes sessiz tanık yaşanmamışlığımıza.
Gelecek mi diye soruyorlar.

Gök yüzümdeki bulutları işaret ediyor yüreğimin elleri...
Koca koca yağmur bulutları geçiyor yüreğimden,

Gel de sus...
Gel de ağlama...
Gel de dayan!

Gitti.
Hayat, dönüşü yok bir uçurumun ucuna ilişti,
Gel de dayan.

"Düş"tü, düşecek ömrüm,
Gözlerim açık gidecek sensizlikten.

Dayanamam.​
 
Bir zamanlar diye ba$layan masallarda hep sen vardın, her yazılan her çizilen resimlerde . .
Her masalda iyi ve kötü karekter vardır ya hani onlara benzetiyorum bazen seni . .
Kimi zaman ke$ke olmayan kimi zaman iyiki varolan . .
Hangisisin sen?! . .
Bilinmez kahraman mı?!.. Yoksa canımı acıtmak için ölümüne sava$acağın o çirkin suratlar mı ?!. .



Ansızın hayatıma giriyorsun
Varlığınla aklımı çeliyorsun
Aşkınla beni $ımartıyorsun
Mucizeler yaratıp kahramanım oluyorsun


Tanıyamıyorum artık seni . . Çözmek her geçen gün daha zorla$maya ba$lamı$ken, ben daha birinci yolunu dahi bulamaz hale geldim . .
Öyle miydi peki eskiden?! .. Sorular dahi olmazdı kar$ıma çıkan . .
Kitlenmez, 3 dü$ünüp 1 uygulamazdım . .
$imdi ise sadece dü$ünür oldum . . Dü$ündükçe daha yalnız daha kimsesiz olduğumu asla o eski ne$eme o gülen suratıma kavu$amayacağımı hissediyorum . .
Mutlu olmak nedir unutur oldum yanında . . Ben gel dedikçe sen kaçar oldun hayatımdan . .


Zamanla a$ka alı$ıyorsun
Daha az gülüp daha çok susuyorsun
Deği$tin sen hala görmüyorsun
Mucizeler nerede kahramanım yorgun musun?



Oysaki kaçmak kurtulmak isteyen benim ama sen görmedin . .
Ya$attıkların sayesinde öyle anlarım oldu ki arkama bile bakmadan bamba$ka yerlere atayım kendimi istedim . .
Kimsenin olmadığı, herkezden yoksun ıssız yerler . .
O zaman ne dert ne tasa . .
Ya$anmı$lıkları arkada bırakmak hiçbir zaman kolay olmamı$tır ya hani, senide bırakmak o denli zor i$te . .



Olmaz birtanem
Olmaz sevdiğim
Olmaz inan bana olmaz
A$k böyle olmaz


Daha neler ya$ayacağım neler göreceğim bilinmez ama bu bünye bu istemezlikleri ne zamana kadar kaldırır failimeçhul . .
Hergeçen gün ruhumun çekildiğini hissediyorum, ne acı bir$ey hissettin mi sen hiç?!..
Hissettin mi ölümüne severken sevdiğinden bir parça ilgi görememeyi ?!..
Ne ya$arsam ya$ayayım yinede sığınabileceğim umutlarım var . .
Belkide tek destekçilerim onlar . .
Kimbilir!!!
Belki yeniden mucizeler yaratan kahramanım olmayı becerebilirsin . .
Kimbilir belkide (. . .)
 
---> Adını SEN koy Full Arşiv ResimLi şiirLer

Bu sana veda ederken son bakış,son gülücük,
Bu sana kalbimden kopan son öpücük.
Sana yıllar yılı büyüttüğüm aşk,
Ne yazık ellerinde artık küçücük.

Sandın ki ne yaparsan yap yanındayım ben,
Acıyı ihaneti taşımak zorundayım ben.
Yapamam gidemem sandın ki vazgeçemem,
Artık yalnız geçmişte anındayım ben.

Bu sana veda ederken son bakış,son gülücük,
Bu sana kalbimden kopan son öpücük.
Sana yıllar yılı büyüttüğüm aşk,
Ne yazık ellerinde artık küçücük.

Bu sana ilk elvedam son sözlerimdir,
Bu sana en içten yazdığım hislerimdir,
Ve sana yıllar yılı haykıramadığım,
Gerçek aşkımı bitiren.
Gizli sandığın ihanetindir!
 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst