Caddelerde Rüzgâr.

kiSs

Kayıtlı Üye
¢α∂∂єяℓєя∂є яüzgαя...

Caddelerde rüzgar aklımda aşk var
Gece yarısında eski yağmurlar
Şarkı söylüyorlar sezsiz usulca
özlediğim şimdi çok uzaklarda

deli dolu günler hayat güzeldi
kahkahalarıyla günler geçerdi
ellerim uzanmaz dokunamamki
özlediğim şimdi çok uzaklarda

o da özlüyormuş benim biirtaanem
çok üşüyormuş ben olmayınca
öyle yazıyor son mektubunda

o da özlüyormuş benim biirtaanem
hep ağlıyormuş ben olmayınca
öyle yazıyo son mektubunda.......​
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

Yürekle söyleşiler… ( 1 )


Kendi sessizliğine gün gelip isyan etti !

Fısıldadığı cümle…

- haydi gidip de şurdan iç içe oturalım
- içe içe sohbetle kadehi parlatalım

kıramadım tabiî ki yürek kendi yüreğim
kadeh dahi kırmazken, kırar mıyım kalbimi…

ve ne kadar zamandır bakmayı unutmuşum
daha birkaç yıl önce stil giyen kendime…
kıyafetim özensiz, kifayetim düzensiz
sakallarım uzamış
beyazı siyahtan çok, yarış edercesine

kalmamış gözün feri, yârim gidesi beri
Saçlarım da uzamış, türkü söylercesine
“uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece”

Uzamalıyız artık… yürekli gecelere

Velhasıl nice sonra…
“netice’yi” sermişiz “tahta” bir iskemleye

............. ( ne gariptir bu tahta )
............. Birbirine çakılır insan dinlensin diye
............. Otursan dinlenirsin,
............. dinlenirsin ebedi… içinde götürürse !

(neyse uzatmayalım…)

“neticemiz” tahtada, masada dirseğimiz
atmışız sağ tarafa bakire sayfaları
hele kadeh parlasın
taciz edecek elbet
cebimizdeki kalem taa ki, boşalana dek…

Menfaatle yüklenmiş zoraki gülüşüyle
( bahşiş gülüşlü garson )
gelip gölge yapıyor tepeme teyellenip
“kirli beyaz bir gömlek, lastiği sarkmış papyon”

- Hoşgeldiniz efendim… ne arzu ederdiniz ?

.............. Nereden bilecek ki, hoş gelemediğimi

gözde aynı ifade boncuk terler alında


............. Alın da siparişi, mutfağa dönün desem
............. sahte tebessümünle …
............. “La havle en iyisi !”


Getir dedim ne varsa
kâğıtların soluna
boş kalan yerlere ser-soframı donat git/sin
haa bir de, unutmadan…
en acı meze neyse gelirken ondan getir
gitsin tenden içeri sınayalım bakalım
meze mi daha acı, yoksa yürekteki mi ?
hangisi diğerini daha fazla yakacak ?

kadehe dokunmadan el kaleme gidiyor
bakire sayfaları tavlamak ister gibi…
tabaklar yavaş yavaş masama diziliyor
dizelenirken sayfam…

- ne içmek istersiniz diyen ses’le irkildim !

Ulan… git mahzenine tıpası açılmamış
tıpatıp bir aşk getir !

anlamı anlamayan bön bön ifadesiyle
buyur anlayamadım
dercesine
gözleri
gözlerimde donuyor…

Ulan… canımı sıkıp
“bahşişine susama”
sus ama… biraz anla
tirbuşonu takıp ta, mantarı çektiğinde
çektiğime benzemez !
yalnızca aşk sızdıran bir şişe getir bana

ve yine anlamıyor…

Bulursan a’ha da söz…
sana bahşiş olarak yürek cebimde saklı
birkaç bozuk aşk bulup giderken vereceğim
ister bozdurup harca, istersen bozdurmadan !

Üzüm babadan olma ana/sonlardan doğma
buzlu sek mey’i getir
ve… “ney” üfleyen varsa beraberinde gelsin…

adisyonu yazarken sayfama göz atıyor
- abi yazın çok güzel…
demesiyle birlikte
diliyle dokunuyor öfkemin tetiğine !

gözü, gözüne dikip küfür savurmaktansa
yutkunmayı seçerek sakin bir ses tonuyla

- demek yazı’m güzel haa ?

............. lakin ne yaz’ım güzel geçti, ne ardındaki kış’ım


o zaman söyle bana…
kendinin yazgısını yazamayan bir elin
içinde kalemiyle boş kâğıdın üstünde
harfleri dans ettirse kime ne faydası var ?

neydik ne hâl’e geldik…
kılık tenime kırgın, kıyafetse üstüme
jiletse, kaç ay oldu sakaldan boşanalı
aynaysa, yâr misali sırtını döner oldu
“dönmez oldu gidenler !”

bir satır yazmadık ya… aşk’tan cümleler kurup
sanki bendeki aşk’ı sayfa belgeleyecek
say ki; yazma özrüm var…
bilindik alfabeyle aşkı gözüme yazdım
gitmeden son bir defa bakıp okusaydı ya !
dokusaydı ya, aşkın her harfini ruhuma
dokunsaydı…
ruhumda açtığı deliklere
veda parmaklarıyla
kimseler bilemiyor
o deliklerden tüten en yanık ezgilerde
ney’i kıskandıracak ve hatta neyzenini
yüreğin bestesine “kaç”, neyzen ağlayacak

Anlamaya çalışma anlamaz ifadenle
Anlaşılsaydı/m şayet, gitmeden “o” anlardı !

İyisi mi…
git şurdan parlak ve kromajlı
tirbuşonla beraber
henüz parlatılmamış hatta dokunulmamış
bir şişe aşk “aç” bana


çünkü en az ben kadar, bilirim… aşk “aç” bana



© Berkan Koloğlu 2008
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

Hiçliğin Ortasında



· Şimdi yoksun ya sen

· Beni ya hiçliğin batığında

· Ya da yalnızlığın bodrum katında bulurlar

· Gecelerimde nöbet bekleyen

· Hüzünden olma hediyeler satan rüyalarıma

· Gündüzlerime sıçrayan

· Yalandan çakma gülücükler büyüten suratıma

· Hep sendin hepsi senin eserin

· Şimdi yoksun ya sen

· Bu verdiklerinden sonra beni

· Ya hiçliğin batığında

· Ya da kandırılmışlığa kelepçeli bulurlar…

M.İbrahim Akan
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

anlamsız
gereksiz
boş
ve silinip unutulacak
bir satır
yazıyım ben

sadece benim yaşadığım
anladığım
gördüğüm
düşlediğim
ve düşündüğüm

kayıp bir dünyanın
kapısını
bulup
açmayı
size
kendime
anlatmaya
açmaya çalışıyorum

böylece
kendimi
seni
onu bunu ve diğerlerini
herkesi
hepimizi
karanlık ve dipsiz bir yalnızlıktan
çıkarmaya
çalışıyorum

durmadan yazıyorum
deli dolu
akıllıca
boşuboşuna yazıyorum
yaz
kış
bir satır yazıyım ben

her söz bende başka açıp
başka soluyor
her mavi harf
bir başka kokuyor


uyduruk
geveze
şakacı
ve
ciddiye alınmayacak
bir satır yazıyım ben

kalemleri kanatlandırıp
kendi semalarımda süzülüyorum

bazen
kendi kendimi vurup
kanımı kağıda akıtıyorum

bazen
içimdeki mutluluğa kalem ucu batırarak
yüreğimdeki mutlu çocukluğu gıdıklıyor
harflerin üzerine şekerli leblebitozu serperek
mutluluğu tavlıyorum

görmediğiniz bütün bu cinayetler
bu serserilikler
görmediğiniz bu gülüşlerin
bu kaydırak sefalarının
hepsi
sadece bir satır yazı

anlamsız
gereksiz
boş
bir satır yazıyım ben

içimdeki uçsuz bucaksız ovalarda koşuyorum
ağzımda köpüren harflerle koşuyorum
yelelerimde anlatmaya çalışmanın teri
seyissiz
süvarisiz
eğersiz kuşamsız
bir deli kısrak gibi koşuyorum
yaza yaza

yaşıyor ve yaşatıyorum
bir satır yazıyım ben
yorulmayan
durmayan
dinlenmeyen
ve uyuyup uyanmayan yazıyım ben

her söz bende başka açıp
başka soluyor
her mavi harf
bir başka kokuyor

yazıyım ben
bir yaz gününde kelebeklerin kanadına dövmelenen
rengarenk
dörtlü yoncaların yapraklarına harf harf yazılan
mutluluk ve umut dolu bir yazı

çayır çimen her tarafa kokusu yayılan
güleç bir yazıyım ben

kış gibi bir donan
üsüyebilen
sonbahar gibi solan
sürüklenen
bir satır yazıyım ben

her söz bende başka açıp
başka soluyor
her mavi harf
bir başka kokuyor



Murat Kayalı
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

mesafeler...
uzak ya da yakın...
özlem bu...
yol varsa...
tükenmiyorsa hasret...
tutuklu duygular...
sevda yitirilmemişse...
her şeye rağmen ölüm korkutmuyorsa seni...
hadi durma...
sevdan seni bekler
ölüm karşında...
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

Denizime uzağım, martı gibi...
Karada kalmış yorgun sandal gibi,
uzağım denizime...
Oyuncağı olmayan çocuklar kadar mahzunum...
Sahile de razıyım oysa...
Ama, denizin kokusuna bile çok uzağım...
Iyot kokusunu arıyorum, sabahın seherinde...
Yakamozları arıyorum, her gece ay düşümünde...
Mavisine uzağım denizin, sevdiklerimin de yüzüne...
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

Kumlar dokundukça yaralı yüreğimize
Beton içimizde ayrık otu

Ayrışmalar
Görselliğin sarhoşluğunda
Penceresini açmış darağacı

Dokunması yasaktır insanların birbirine
Kum denizinde
Bir çakıl taşı yalnızlığı

Şehrin ezberini bozar her açılan sayfa
İmgeleri kaldırımlar nehri

Ay kiraz dudaklı
Mıhlamış sırtına kızılımsı hikâyeleri

Sandığımda özgürlüğe hasret beyaz güvercin
Mektupları gelir kurşunların
Kuru bir sestir beton binalar
Ben köyümün şahmeran deresini özlerim.

Sevgi çilek ağlayışında
Yangını ıssızlıktan kaçkın
Rivayettir ki eksik adam
Baykuş bakışlı

Koridorun sonu çiçek bahçesi
Çağlar kınalı derelerim

Açılan her pencere betona gömü
Yalnız çakıl taşları birikintisidir şehirler


Akif Tütüncü
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

Gönlümün meleği, sensin bir tanem
Gözümün bebeği, sensin nur tanem
Âşkımın çiçeği, sensin bir tanem
Melekler ağlamaz, sen de ağlama...


Mendilin olurum, akan yaşına
Meftûnum güzelim, kara kaşına
İyi ki geldi bu sevdâ başıma
Melekler ağlamaz, sen de ağlama...


Sevgilerle sildim, gözyaşını bak
Hasretinle beni, alev-alev yak
Dinlemem sevgide, kural ve yasak
Melekler ağlamaz, sen de ağlama...



ŞİİR:OKTAY ZERRİN
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

Ben bu gönül aaagahinda
Ask dokudum, ask okudum
Erenlerin dergahinda
Ask okudum, ask dokudum

Her güçlügü bile bile
Göznuruyla, sabir ile
Yumak, yumak, çile çile
Ask dokudum, ask okudum

..........
..........



Ümit Yaşar Oğuzcan
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

Aşk sağ yanımdı
Aşk bir omuzdu yaslandığım
Aşk yanında ağladığım
Gittin bitti...

Aşk küçük çocuktu içimde
Aşk aldığım soluktu
Aşksız ellerim soğuktu
Gittin bitti...

Aşk gözyaşımdı
Aşk senle doğmam
ve Aşk beş yaşımdı
Gittin bitti

Aşk özlemimdi
ve Aşk sana hasretimdi
ah Aşk sanki nefesimdi
Gittin bitti

Aşk sana şarkımdı
Aşk sensiz ahımdı
ve Aşk benim aklımdı
Gittin bitti

Aşk dünüm, bugunumdü
ve Aşk her gece düğünümdü
Aşk içimde yaşattığım çocuk
Gittin bitti

Aşk sarhoşluktu
Aşk senle varolmuştu
Aşk bir bakışındı
Gittin bitti

Aşk benim mahremimdi
ve Aşk benim mabedimdi
ki Aşk sevgimin sırrıydı
Gittin bitti

Aşk benim sevincimdi
Aşk benim ümidimdi
Aşk benim için sendin
Gittin bitti...

Aşk sonsuz diyen sendin
Aşk ölmez diyen sendin
Aşkı öldüren de sendin
Gittin bitti

Aşk umuttu, yaşamdı
Aşk saat 8'de, seni aramamdı
Aşk sensiz yalnızlık kokan sokaklardı
Gittin bitti

Aşk ilk merhabamızdı
Aşk elimi tutuşundu
ve Aşk yanımda uyuyuşun
Gittin bitti

Aşk unutulmaz mutluluktu
ve Aşk bulunmaz bir konuktu
Aşkı ben kovmadım ki
Gittin bitti

Aşk masum bir heyecan
ve Aşk sevecen olgunlaşan
hani Aşk asla eskimezdi
Gittin bitti

Aşk bendeki bir yürek
ki Aşk bendeki sen demek
ve Aşk kanıyor şimdi ya
Gittin bitti

Aşk adının her harfi
ve Aşk her hücremdeki sen
Aşk sensiz ağlıyor
Gittin bitti

Aşk bir deniz içimde
Aşk bir gökyüzü sen gibi
Aşk sana hasret şimdi bu gözlerde
Gittin bitti


Ümit Işıkdağ
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

Aşk nedir
Aşk özlemdir
Aşk sevmektir
Aşk çok sevmektir
Aşk karşılıksız sevmektir
Aşk benim seni sevmemdir
Aşk seni yüreğimde hissetmektir
Aşk adını hiç unutmadan zikretmektir

sonram


Güzin Osmancık
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

Aşk bal tatlısı
Aşk çılgınlık rüyası
Aşk kalp ağrısı
Aşk gönül sızısı
Aşk feleğin şarkısı
Aşk derd deryası
Aşk seyahat hülyası
Aşk poyraz fırtınası
Aşk gözün cilası
Aşk bedenin elifbası


Yaşar aaael
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

Aşk köledir esiri olmaz
Aşk ölümdür tabutu olmaz
Aşk fakirdir ekmeği olmaz
Aşk beterdir halden anlamaz
Aşk delidir dengesi olmaz
Aşk kömürdür külü bulunmaz
Aşk bestedir kalemi susmaz
Aşk oynaktır yerinde durmaz
Aşk misafir kapıda durmaz
Aşk çöldür serabı olmaz
Aşk ummandır denizi olmaz
Aşk gerçektir sahtesi olmaz
Aşk bir oktur hedefi vurmaz
Aşk ömürdür sefası olmaz
Aşk bir inci taşı bulunmaz
Aşk bir bülbül kafesi olmaz
Aşk bir güldür dikeni olmaz
Aşk bir yağmur rahmeti olmaz
Aşk boşa koysam dolmaz doluya koysam almaz


Saniye Uzun
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

Fethettiğin Kalptir Aşk...
Ruhunun götürdüğü yere sürükleten, uzun bir yolculuktur aşk…
Geçmişi, geleceği, bugünü sorgulayan, gülümseten bir fotoğraftır aşk…
Hayatın uzunluğuna ya da kısalığına aldırmayan, iz bırakan bir adımdır aşk…
Ne anlatmak istediğini değil; ne anlaşıldığını, kendinde ne bulduğunu gördüğün bir düşüncedir aşk…
Sahip olduğun tüm alfabeleri, düşünmeden verebildiğin bir cümledir aşk…
Vârisi tek, tükenmesi istenmeyen bir mirastır aşk…
Düşlere daldıran, rüzgârın kanatlarındaki müziktir aşk…
Belki bedeninde taşıdığın, belki ruhunda, belki yüreğinde, belki de satırlarının içinde doğan, sevginle büyüttüğün bir bebektir aşk…
Bıktırmayan, pişman oldurmayan, yıldırmayan bir umuttur aşk…
İnce ince, sözlerini işler gibi, yüreğini damlatmaktır aşk…
Duygularını dans ettiren bir bakıştır aşk…
Nefes almak, kalbi yeniden attırmaktır aşk…
Görmeden duymak, işitmeden dokunmak, hissetmeden var olmaktır aşk…
Nerede olduğunu bilmemek, zamanın akışında savrulmaktır aşk…
Anlaşılmamak, anlayamamak, yine de bıkmamaktır aşk…
Güçsüzlükleri güçlendiren, yorulmak nedir bilmeyen bir istektir aşk…
Zihni arındıran, güzellikleri toplayan bir tazeliktir aşk…
Sıfırı göze almak, büyük risklere girmektir aşk…
Susmamak, mucizelere inanmaktır aşk…
Tanımsız, sonsuz bir mutluluktur aşk…
Denk olmak, aynı kalmak, sevdayı eşitlemektir aşk…
Acıları silmek, gülücükleri çoğaltmaktır aşk…
Tek olmak, birlikte yol almaktır aşk…
Beklemek, yitirmemektir aşk…
Dizelerin dağlaşması, göllerin destanlaşmasıdır aşk…
Bazen bir kelebek, bazen bir böcek, bazen de bir masal kahramanı olmaktır aşk…
Kimsenin duyamadığı bir tonda, sessiz çığlıklar atmaktır aşk…
Kelimelere hayat vermek, kurguları canlandırmaktır aşk…

Ürettiğin güzel söz sayısı değil, fethettiğin kalptir aşk…

(14.05.2009)
M. Mehtap Türk
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

Söylesene Aşk Nerde?
Aşk bir kelebeğin kanadında
Aşk bir kuşun bakışında
Aşk bir güverci’nin gagasında
Aşk bir anka kuşu’nun külünde

Aşk bir türkünün ardında
Aşk bir ozanın sazında
Aşk bir şairin sözünde
Aşk insanın özünde

Aşk sevginin yanında
Aşk yaşamın kenarında
Aşk damarın kanında
Aşk kalbin atışında

Aşk tohumun içinde
Aşk suyun hidrojeninde
Aşk fidanın gövdesinde
Aşk ağacın dalında

Aşk insanın gözünde
Aşk insanın güzelliğinde
Aşk insanın sözünde
Aşk sevgilinin yüreğinde

Aşk sazın telinde
Aşk mızrabın vuruşunda
Aşk şalp’ın ezgisinde
Aşk ozanın dilinde

Aşk panzerin ezişinde
Aşk hançerin acısında
Aşk silahın kurşununda
Aşk kalemin ucunda

Aşk meleğin kanadında
Aşk şeytanın ecelinde
Aşk allah’ın merhametinde
Aşk insanın yüreğinde

Aşk güneşin sıcaklığında
Aşk gecenin soğuğunda
Aşk atmosferin neminde
Aşk oksijenin içinde

Aşk memleketin hasretinde
Aşk gurbetin özleminde
Aşk ayrılığın acısında
Aşk kavuşmanın mutluluğunda.


Abuzer Güneş
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

Tînet-i Âdemde konmasa eğer sevdâ-yı aşk
Cenneti bir dâneye satmazdı ol dânâ-yı aşk

Kenz-i mahfîden zuhûra geldi eşyâ lâ-cerem
Bâd-ı hubbiyle temevvüc etdi çün deryâ-yı aşk

Tâlib-i dîdâr olup ayılmaya tâ haşredek
Kim ki nûş ede ezel bezminde ger sahbâ-yı aşk

Aşk ü müşg olmaz nihân ânı bilir halk-ı cihân
Âşık-ı bî-çâreye mümkün müdür ihfâ-yı aşk

Bülbülün hâlin bilenler gûş ederler nâlesin
Bir gül-i bî-hâr içündür bunca hûy u hây-ı aşk

Aşk-ı Şîrîn oldu feryâdına Ferhâd'ın sebep
Ey nice dânâyı Mecnûn eyledi Leylâ-yı aşk

Ey Hüdâyî hâlet-i aşkı ne bilsin her meges
Kulle-i Kâf-ı hakîkat mürgüdür ankâ-yı aşk


Aziz Mahmut Hüdai
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

aşk; hayatı yaşamaktır.
aşk; hayattan uzaklaşmaktır.

aşk; hayatını feda etmektir.
aşk; hayatı elde etmektir.

aşk; isimsiz kahramanlıktır
aşk; hayatta başrol oynamaktır.

aşk; bu satırlara gülümsemektir.
aşk; bunlara yeni satır eklemektir..


Halil Erdem
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

Hasreti budadım körpe umutlarda,
Sallanıyorum bağ bozumu akşamlarda.
Birleşirim hasretle rüyalarda,
Seni çekerim sensiz ayazlarda.
Bıçağım keskin ve acımasız,
Saldırır uzayan hasret dallarına.
Bir duman tüttürürüm tozlu yollara,
Seni isterim sensiz dağlarda.
Ne zor, ne acı, dayanamıyorum,
Kolaylık bu ya hep ağlıyorum.
Nafile dostum ne edersen et,
Seni inlerim sensiz canlarda...

YAVUZ BAYRAM ÇALIŞKAN
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

Gittin sen,tüm gidenler gibi…beni tamamladığını düşünürken,yine yarım kaldım.
Tebessümün takılı kaldı yüreğimde…
sonu yok,ışığı yok,ıssız bir yolda sessiz kaldı sevdam.
Korkup kaçtın beklide bu sevda dan !
Sığdıramadın kalbine,taşıyamadın doğru dürüst…
Bu kadar çabuk pes edişinde bundandı belki ?
Başka cümlelerin ardına sığınman,yalan sevdalara kapılman bundandı işte.

Gözlerine baktığım zaman hayat bulurdum.
Öyle güzeldiler ki…sanki hayat saklıydı içlerinde !
Birden kapattın o gözleri…aldın benden hayatımın en beyaz siyahını.
İşte ondan sonra başladı her şey;kalp ağrılarım,baş ağrılarım,haykırışlarım,hıçkırıklarım….
Benden aldığın en beyaz siyahtı bunlara sebep.
Yaşadıklarımın kötü bir kabus olduğunu düşleyip,geçecek diyordum,
Olmadı,geçmedi her şey artarak daha da çoğaldı.
Pişmanlıklar sardı çevremi,keşkeler birikti içimde,acabalar dolaşıp durdu beynimde…ama yinede hep sen vardın düşlerimde,hep sen çoğaldın,hep sen büyüdün içimde…

TANER DOĞAN
 
---> Caddelerde Rüzgâr.

Aşk;
Koskocaman bir yalan

Bazen, çöllere düşüren, bazen de dağları deldiren
Kavuşmasız kuruyan ırmaklarda yüzdüren
Aynada yaşlanan yüzünü seyreden
Koskocaman bir yalan dünyada gülümseten


Aşk;
Koskocaman bir yalan

Boran kuşunun gözündeki üç damla yaşı akıtan
Dümeni olmayan bir geminin kaptanlığını yaptıran
Elimdeki kadehin içine bir parça kan damlatan
Ve o kadehte yüzmesini bilmeyeni yüzdüren


Aşk;
Koskocaman bir yalan

Neden diye her sorulan soruya yanış cevap veren
Resimdeki görüntünle hayallere daldıran
Bir parça umut isteyen
Aşk; ne sensiz olur ne de senle dedirten

GÜRKAN KARANFİL
 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst