MiSTiK61
Kayıtlı Üye
Karadeniz, böbrek formunda 424.000 km² yüzözlçümüne sahip, az tuzlu bir deniz olup batı ve kuzey kıyıları alçak ve tarıma elverişli geniş düzlüklerle çevriliyken doğusu ve güneydoğusu dağlıktır. Kuban, Don, Dinyeper, Dinyester ve Tuna nehirlerinin denize taşıdığı organik madde miktarı deniz suyundaki bakterilerin normalde ayrışabileceğinden daha fazla olduğundan, bakteriler suyunun bir bileşeni olan sülfür iyonlarından oksijeni ayırarak Hidrojen sülfürün ortaya çıkmasını sağlarlar. Son derece zehirli bir gaz olan Hidrojen sülfür 150-200 metre arasında değişen derinliğin altında canlı yaşamasına izin vermez. Suyun üstü ise yöremizin ekonomi ve kültürünü asırlar boyunca derinden etkilemiş bir canlı olan hamsinin (Engraulis encrasicolus ponticus) yaşam alanıdır. Doğu Karadeniz Bölgesinde, Ekim Ayının ikinci haftası dualar okunarak, kurbanlar kesilerek hamsi avı sezonu açılmakta ve Evliya Çelebi’nin de zamanında belirttiği gibi en az kırk çeşit yemeği yapılmaktadır. Hatta bol olduğu dönemlerde hamsinin fazlası gübre olarak tarlalara dökülürdü.