enerji sektöru

Salvo

Kayıtlı Üye
Türkiye‘de elektrik enerjisi üretimi 1962 yılında 3.560 GWh iken, 1977 yılında 6.217 GWh'a, 1972’de 11.242 GWh’a ve 1977’de de 20.564 GWh’a yükselmiştir. Planlanan elektrik enerjisi yatırımları ilk iki Kalkınma Planı döneminde sırasıyla % 63 ve % 92 düzeylerinde gerçekleşmiştir. Enerji bunalımının iyice kendisini gösterdiği 3. Kalkınma Planı döneminde de plan hedeflerine göre ancak % 90’lık bir yatırım düzeyine ulaşılabilmiştir. Bu dönemde elektrik santrallerindeki yetersizlik sanayi ve günlük yaşamı olumsuz etkileyen bir etken olmuştur. Bunun sonucunda da Bulgaristan ve SSCB’den elektrik enerjisi alımına gidilmiştir. Buna rağmen kısıntı ve kesinti miktarı 1978 - 1983 yılları arasında yılda ortalama 1.5 milyar kWh düzeyine kadar çıkmıştır.

1970’li yılların ikinci yarısı ile başlayan elektrik sektöründeki hızlı yatırım atağı sonucu enerji açıkları 1985 yılında tamamen kapatılmış, hatta önemli bir atıl kapasite oluşturulmuştur. 1980’li yılların başında kamu yatırımlarında enerji yatırımlarının milli gelire oranı yüzde 3 düzeyine ulaşmış ancak bu oran 1994 yılında yüzde 1’e düşmüştür. Bu rakamların da ifade ettiği gibi enerji sektörüne yapılan yatırımların milli gelir içerisindeki payında göreceli olarak belirgin bir düşme eğilimi söz konusudur. Son beş yıl içerisinde elektrik santrallerine yeterli yatırım yapılmamış, yeni üretim projeleri hazırlanmamış ve önümüzdeki 2 - 3 yıl içinde bir enerji açığının ortaya çıkması ihtimali doğmuştur.

Türkiye Elektrik Arz ve Tüketiminin Gelişimi

Türkiye aşırı nüfus artışı, hızla gelişen ekonomi ve sanayi nedeniyle doğan enerji talebine cevap vermekte güçlük çekmektedir. Büyüyen Türk sanayisinin, hizmet sektörlerinin ve diğer faaliyetlerdeki ihtiyaçların sadece kamu finansman kaynaklarıyla karşılanamayacağı anlaşılmıştır.

Ülkemizde elektrik enerjisinin ilk defa 1902 yılında Tarsus’taki 60 kW’lık bir dinamodan üretilmeye başlandığını görüyoruz. Daha sonra, mevcut ekonomik, teknik, finansal ve insan gücü darboğazları da dikkate alınarak, yabancı şirketlere imtiyazlar verilerek yaygınlaştırılmaya çalışılmıştır. Ancak zaman içinde imtiyazlı şirket ve otoproduktör tesisler yaygınlaşıp, güçlendikçe, şirketler anlaşmalara ve yasalara aykırı davranmaya başlamış, bunun sonucunda çıkarılan bir yasayla bu tesisler kamulaştırılmış, satın alınan şirketler özel kanunlarla Belediyelere bırakılmıştır.

1935 yılında çıkartılan kanunlarla elektrik enerjisi alanında Etibank görevli kılınmıştır.

1945 yılı sonunda elektrik sistemi, çok küçük ünitelerden oluşan 190 adeti Belediyelerin elinde, 84 adeti otoprodüktör kuruluşlarda olmak üzere toplam 274 adet santralle 246 MW’lık bir kurulu güce ulaşmıştır. Bu santrallerden aynı yıl 528 GWh elektrik üretilmiştir.

Ülkede ilk bölge santralı olarak 1948 yılında Şirket-A Termik Santralı kurulmuştur. 1956 yılında Tunçbilek ve Sarıyar santralleri Kuzeybatı Anadolu enterkonnekte sistemine dahil olmuştur.

1950 yıllarında enerji politikasında değişiklik yapılarak yeniden imtiyazlı elektrik işletmeciliğine dönüş olmuş, bu doğrultuda Çukurova Elektrik AŞ ve Kepez ve Antalya Havalisi Elektrik Santralleri AŞ’nin de içinde bulunduğu şirketler kurulmuş ancak zaman içinde sadece bu adı geçen iki şirket varlıklarını sürdürebilmişlerdir. Etibank, Çukurova ve Antalya bölgelerinin dışında kalan elektrifikasyon işlerini yürütmeye devam etmiştir.

Zaman içinde santraller ve enterkonnekte sistem genişlemiş, köylerin elektrifikasyon çalışmaları hızlanmıştır. 1970 yılına gelindiğinde santrallerin kurulu gücü 2235 MW’a, elektrik üretimi ise 8623 GWh’a yükselmiştir.

Ülkedeki yaygınlaşan elektrik faaliyetlerinin daha düzenli ve sağlıklı şekilde, tek elden yönetilmesi amacıyla 1970 yılında Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) kurulmuş, kuruluşa elektrik enerjisi ihtiyacının emniyetli, kaliteli ve bol miktarda karşılanması, enterkonnekte sistemin en uzak köşelere kadar iletilmesi, köy elektriklendirilmesinin rasyonel prensiplere göre yürütülmesi görevleri verilmiştir.

1970’li yıllarda elektrik santrallerinde ülke ihtiyacının gelişimine paralel bir gelişme sağlanamamıştır. 1975 yılından başlayarak on yıllık bir dönemde yurtiçi talebin karşılanması amacıyla zorunlu ithalat ve belirli aralıklarla kısıntı-kesinti uygulamaları sürmüştür. 1980 yılında santrallerin kurulu gücü 5119 MW, üretimi ise 23275 GWh olmuş, buna karşılık aynı yıl 1341 GWh ithalat yapılmıştır.

1982 yılında yürürlüğe giren 2705 sayılı Kanunla belediye ve birlik elektrik tesislerinin de TEK’e devri ile kamuda elektrik faaliyetlerinde bir bütünlük amaçlanmıştır.

Elektrik darboğazı sanayi üretimini ve vatandaşın günlük yaşamını olumsuz şekilde etkilemiş, buna karşılık devlet kamu yatırımlarını artırma kararı almış ve 1978 yılından başlayarak 1989 yılına kadar enerji sektöründe linyit ve hidrolik kaynaklara dayalı çok sayıda santrale önemli büyüklükte yatırım yapılmıştır. Bunun sonucunda 1986 yılında elektrik arzında kısıntı-kesinti ve zorunlu ithalat sona ermiş, hatta atıl kapasite oluşmuştur. 1990 yılında kurulu güç 16315 MW’a, elektrik üretimi ise 57543 GWh’a yükselmiştir.

Elektrik Enerjisi Üretim ve Tüketimindeki Gelişmeler

Yıllar........................1940 1950 1960 1970 1980 1990 1995
Kurulu Güç MW..........217 408 1.272 2.235 5.119 16.315 21.148
Üretim GWh..............397 790 2.815 8.623 23.276 57.543 86.341
Tüketim GWh............397 790 2.815 8.623 24.617 56.812 85.645
Kişi Başına Tük. kWh...22 38 102 244 554 1.013 1.389




1990 sonrasında kamu finansmanında yaşanan problemler enerji sektörüne ayrılan kaynaklarda azaltmaya gidilmesine neden olmuştur. Bunun sonucunda da 1996 yılında elektrik açığı riski tekrar ortaya çıkmış ve resmi ağızlarca konuşulmaya başlamıştır.

Kamunun finansman problemleri geçici olmaktan ziyade kronikleşmiş bir hal aldığı için, enerji sektöründe de özel kesim sermayesine aktivite kazandırılması zorunlu hale gelmiştir. 1984 yılı sonunda çıkarılan 3096 sayılı Kanunla özel şirketlere elektrik sektöründe üretim ve işletme faaliyetlerinde bulunma hakkı getirilmiş ve bu Kanun çerçevesinde Yap-İşlet-Devret Modeli formüle edilmiştir.

Aynı yasa çerçevesinde özel sermaye şirketlerine enerji üretimi, iletimi, dağıtımı ve ticareti yapma olanağı sağlanmıştır. Anılan yasaya dayanılarak, imtiyazlı şirket olarak faaliyetlerini sürdürmekte olan Çukurova Elektrik AŞ ile Kepez Elektrik AŞ de kendi bölgelerinde Görevli Şirket statüsüne dönüşmüşler, ayrıca 1990 yılında kendi bölgesindeki imtiyaz süresi dolmuş bulunan Kayseri ve Civarı Elektrik AŞ aynı bölgede, Aktaş AŞ ise, İstanbul Anadolu yakasında görevli şirket olarak faaliyete başlamışlardır.

Özelleştirme politikalarının bir sonucu olarak, Türkiye Elektrik Kurumu 1993 yılında, elektrik üretimi ve iletimi görevini yürütmek üzere Türkiye Elektrik Üretim İletim A.Ş. (TEAŞ) ve dağıtım hizmetlerini yürütmek üzere Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) adlarında iki şirket halinde yeniden yapılandırılmıştır. Bu yeni kurumlar içinde de ayrıca 6 adet bölge sermayeleri TEDAŞ'a ait sermaye şirketi olarak yapılandırılmıştır. Konsorsiyumun teklif verdiği Sakarya ve Bolu illerini kapsayan bölge de bunlardandır ve 1995 yılının son çeyreğinden sonra Sakarya Elektrik Dağıtım AŞ (SEDAŞ) tarafından işletilmiştir.

Elektrik Sektörünün Mevcut Yapısı

Üretim Sistemi

1995 yılı sonu itibariyle ülkemizdeki santralların kurulu gücü 21248 MW’a, bu santralların proje çalışma saatlerine göre yıllık üretim kapasitesi de 103 milyar kWh’e ulaşmış durumdadır.

Toplam kurulu güç içinde 9864 MW ve yüzde 47’lik oran ile en büyük güce hidrolik santrallar sahiptir. Hidrolik santralları 6071 MW ve yüzde 29’luk oran ile linyit santralları takip etmektedir. Doğal gaz santralları ise toplam 2905 MW kurulu güce sahiptir ve bu da yüzde 14’lük bir paya tekabül etmektedir.

Termik santrallerimiz içinde en önemlilerini kurulu güç sıralamasına göre Afşin-Elbistan Linyit, Ambarlı ve Hamitabat Doğalgaz Santralları, Soma, Yatağan, Kemerköy Linyit ve Ambarlı Fuel-Oil Santralı oluşturmaktadır. Hidrolik santrallar içinde ise 2400 MW gücüyle Atatürk ve 1800 MW’lık gücüyle Karakaya en başta gelmektedirler. Keban, Altınkaya, Oymapınar ve Hasan Uğurlu ise diğer önemli hidrolik santrallarımızdır.

İletim Sistemi

Türkiye’de elektrik enerjisi, uzun mesafede 380 kV'luk iletim hatları ile taşınmakta, orta mesafede 154 kV'luk ve 66 kV'luk hatlarla dağıtıcı trafo merkezlerine ulaştırılmaktadır. Önceki yıllarda kurulan 220 kV’luk hatlar zamanla toplam içinde düşmektedir. 1995 yılı sonu itibariyle iletim hatlarımızın toplam uzunluğu 37 000 km'yi aşmıştır.

İletim sistemi trafolarının gücü ise yine 1995 yılı itibariyle toplam 889 adet trafoda 41900 MVA’a ulaşmış bulunmaktadır. Bunlar 34.5 kV ile 380 kV arasında farklı gerilimler arasında indirici vazife görmektedirler.

Dağıtım Sistemi

Türkiye’de elektrik enerjisinin dağıtım görevini Türkiye Elektrik Kurumu'nun (TEK) yeniden yapılandırılması esnasında Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ TEDAŞ üstlenmiştir.

Ülkemizde elektrik dağıtım hizmetleri, 1996 yılı itibariyle, TEDAŞ’ın toplam 61 Müessese Müdürlüğü ve 7 Bağlı Ortaklığı kanalıyla gerçekleştirilmektedir.

Dağıtım sistemi 34.5 kV gerilimin altındaki trafo, hat ve şebeke tesislerini kapsamaktadır. Bunlar genellikle 30-35 kV, 15 kV, 10.5 kV, 6.3 kV ve 3.3 kV gerilimlerden alt gerilimlere enerji aktaran trafolardır. Alçak gerilim tesisleri 0.4 kV üzerinden enerji vermektedirler.

Halen ülkede 34,5 kV ve altında enerji taşıyan dağıtım hatlarının uzunluğu 635 000 km seviyesindedir. Bunun 273 bin km’si orta gerilim, 362 bin km’si alçak gerilim hatlarıdır. Dağıtım sistemi trafolarının toplam gücü ise 43000 MVA mertebesine yükselmiş bulunmaktadır.

Elektrik sektöründe gelişim planı ve yatırımlar

Nüfus artışı, kırsal kesimden kentlere göçle artan şehirleşme, hızlı sanayileşme ve kişi başına GSMH artışı ile elektrik talebi de hızlı şekilde büyümektedir.

Bugün 63 milyon dolayında olan nüfusun önümüzdeki dönemlerde de yılda ortalama yüzde 1,5-2 arasında artarak 2000 yılında 69 ve 2010 yılında 78 milyon kişiye ulaşacağı, şehir nüfusunun oranının yüzde 70’i aşacağı tahmin edilmektedir.

Enerji talebinin de ekonomik büyüme ve nüfus artışına paralel olarak şehirleşmenin getireceği ihtiyaçları karşılayacak şekilde gelişmesi gerekmektedir.

İlgili kamu kuruluşları tarafından yapılan son elektrik talep projeksiyonlarına göre 1995 yılında 86 milyar kWh düzeyinde olan elektrik talebi 2000 yılında 130 milyar kWh'e, 2010 yılında 260 ve 2020 yılında 500 milyar kWh'e ulaşacaktır. Bugün 14000 MW düzeyine bulunan puant güç ihtiyacı ise 2000 yılı için 22000 ve 2010 yılı için 44000 MW olarak öngörülmektedir.

Bu bakış çerçevesinde üretim sisteminin kurulu gücü 2000 yılı için 30000 MW, 2010 yılı için 60000 MW ve 2020 yılı için 100000 MW olarak planlanmaktadır. Bu sistemin ortalama yedekli üretim kapasitesi ise 2000 yılında 147 milyar kWh'e, 2010 yılında 300 ve 2020 yılında 560 milyar kWh'e ulaşacaktır.

Enerji talebindeki bu trend devam ettiği takdirde, halen yatırımı süren santrallerle üretilecek enerji önümüzdeki beş yılda ihtiyacı karşılayamayacaktır.
 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst