caneroglu
Kayıtlı Üye
Yerel seçimlerle ilgili aday belirleme çalışmaları devam eden CHPde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, hafta sonu yaptığı açıklamada ayrışmaya değil, birleşmeye ihtiyaç olduğunu vurgulayarak Türkiye Değişim Hareketine kapılarının açık olduğunu vurgulamıştı. Seçim çalışmalarıyla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, aday adayı belirleme yöntemini değiştirdiklerini belirterek, 5 kişilik bir komisyon kurduk. Her biri seçim çevresini tek tek ele alıyor. Diyelim ki Beşiktaş yahut İstanbul Büyükşehir. Verdiğim talimat şu: En çok oyu alacak adayla yola çıkacağız! Buna göre her aday adayı için çalışma yapılıyor. Bazen anket, bazen eğilim yoklaması
Ayrıca o bölgenin il başkanı, milletvekili ve parti meclisi üyesinin de görüşü alınıyor. Sonuçlar MYKya geliyor ve aday belirleniyor. Dolayısıyla A mı aday olsun B mi, Bu benim yakınımdır türü tartışmaların benim için geçerliliği yok. Eğer bir aday adayı anketlerde diğerlerine olağanüstü fark atmışsa o bizim adayımızdır. Bitti diye konuştu.
Radikal gazetesinde Ezgi Başarana konuşan Kılıçdaroğlunun sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
CHP içinde Sarıgülün adaylığına tepki veren, bildiriler hazırlayan gruplar var. Bunu parti içi demokrasi deyişini kullanmadan açıklayabilir misiniz?
Tabii. Aday adayı belirleme yöntemi çok değişti. 5 kişilik bir komisyon kurduk. Her biri seçim çevresini tek tek ele alıyor. Diyelim ki Beşiktaş yahut İstanbul Büyükşehir. Verdiğim talimat şu: En çok oyu alacak adayla yola çıkacağız! Buna göre her aday adayı için çalışma yapılıyor. Bazen anket, bazen eğilim yoklaması Ayrıca o bölgenin il başkanı, milletvekili ve parti meclisi üyesinin de görüşü alınıyor. Sonuçlar MYKya geliyor ve aday belirleniyor. Dolayısıyla A mı aday olsun B mi, Bu benim yakınımdır türü tartışmaların benim için geçerliliği yok. Eğer bir aday adayı anketlerde diğerlerine olağanüstü fark atmışsa o bizim adayımızdır. Bitti!
Öyleyse partideki bu nümayiş ne?
Eski alışkanlıklar Genel Başkana söylerim, söz alırım, aday olurum gibi şeyler yok şimdi. Diyelim ki A aday olmasın deniliyor. Ben de sorarım, Neden? CHPye uymaz! Yine sorarım, Niye uymasın? Beni ve 5 kişilik komisyonu ikna etmeleri lazım. Edemiyorsan, adaydır. Geçmişteki kavgalardan kalan sorunları bir kenara bırakmalıyız. O çatışmalar artık bizim için lükstür. Eski çatışmacı kültürümüzden aslında koptuk ama hâlâ gidecek yolumuz var.
Şu anda CHPde kan gövdeyi götürmüyor diyorsunuz
Yok o kadar da değil. Ama itirazlar var. Bunu da doğal karşılıyorum, insanlar yıllardır benimsediği bir kültürü bir gecede terk edemiyor. Her şeyi de son dakikaya bırakmış değiliz. Şu ana kadar ön seçimle 300 adayı belirledik.
İstanbul adayının sizin aldığınız oyu aşacak biri olmasını mı istiyorsunuz?
Hayır, benim aldığım oyun üstüne çıkmak yetmez. Kazanacak adayı istiyorum.
Sarıgül ismini özellikle mi kullanmamaya çalışıyorsunuz?
Hayır. Sarıgül başarılı ve sosyal demokrat biri. Ama CHP üyesi olmadığı için çok fazla yorum yapma hakkım yok. Bakın bizim bölünme lüksümüz yok. Sadece Sarıgül için demiyorum. Türkiye Değişim Hareketiyle de güçlerimizi birleştirmeliyiz.
İstanbul yarışına yerel seçim ötesinde önem atfedilmesi neden sizce?
Genelde, Türkiye nereye gidiyor endişesinin sonucu olduğu düşünülüyor. Ama özelde şu da var: İstanbulu son 20-25 yıldır aynı zihniyet yönetiyor, harcanan paranın hesabı verilmiyor. Çözülen tek sorunu yok. Artık kimliği de yok. Bunları düzeltmenin yolu da ülkeyi düzeltmenin yolundan geçiyor. Dayatmacı kültür yerine uzlaşmacı kültürü getirerek. Türkiye şu anda bir tek parti devletine dönüşmüş durumda. Valisi AKPli, kaymakamı AKPli, emniyet müdürü AKPli, memuru, sendikası AKPli, hâkimi, savcısı AKPli, YÖK AKPli İnsanlar görünecek bir yerden bu zincirin kırılmasını istediği için bu kadar önem veriyorlar bu seçime. Sonuçta şu söyleniyor: Demokrasinin güvencesi için AKPnin oyları mutlaka geriletilmeli. Bunda CHPnin de aydınların da sendikaların da sorumluluğu var.
Radikal gazetesinde Ezgi Başarana konuşan Kılıçdaroğlunun sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
CHP içinde Sarıgülün adaylığına tepki veren, bildiriler hazırlayan gruplar var. Bunu parti içi demokrasi deyişini kullanmadan açıklayabilir misiniz?
Tabii. Aday adayı belirleme yöntemi çok değişti. 5 kişilik bir komisyon kurduk. Her biri seçim çevresini tek tek ele alıyor. Diyelim ki Beşiktaş yahut İstanbul Büyükşehir. Verdiğim talimat şu: En çok oyu alacak adayla yola çıkacağız! Buna göre her aday adayı için çalışma yapılıyor. Bazen anket, bazen eğilim yoklaması Ayrıca o bölgenin il başkanı, milletvekili ve parti meclisi üyesinin de görüşü alınıyor. Sonuçlar MYKya geliyor ve aday belirleniyor. Dolayısıyla A mı aday olsun B mi, Bu benim yakınımdır türü tartışmaların benim için geçerliliği yok. Eğer bir aday adayı anketlerde diğerlerine olağanüstü fark atmışsa o bizim adayımızdır. Bitti!
Öyleyse partideki bu nümayiş ne?
Eski alışkanlıklar Genel Başkana söylerim, söz alırım, aday olurum gibi şeyler yok şimdi. Diyelim ki A aday olmasın deniliyor. Ben de sorarım, Neden? CHPye uymaz! Yine sorarım, Niye uymasın? Beni ve 5 kişilik komisyonu ikna etmeleri lazım. Edemiyorsan, adaydır. Geçmişteki kavgalardan kalan sorunları bir kenara bırakmalıyız. O çatışmalar artık bizim için lükstür. Eski çatışmacı kültürümüzden aslında koptuk ama hâlâ gidecek yolumuz var.
Şu anda CHPde kan gövdeyi götürmüyor diyorsunuz
Yok o kadar da değil. Ama itirazlar var. Bunu da doğal karşılıyorum, insanlar yıllardır benimsediği bir kültürü bir gecede terk edemiyor. Her şeyi de son dakikaya bırakmış değiliz. Şu ana kadar ön seçimle 300 adayı belirledik.
İstanbul adayının sizin aldığınız oyu aşacak biri olmasını mı istiyorsunuz?
Hayır, benim aldığım oyun üstüne çıkmak yetmez. Kazanacak adayı istiyorum.
Sarıgül ismini özellikle mi kullanmamaya çalışıyorsunuz?
Hayır. Sarıgül başarılı ve sosyal demokrat biri. Ama CHP üyesi olmadığı için çok fazla yorum yapma hakkım yok. Bakın bizim bölünme lüksümüz yok. Sadece Sarıgül için demiyorum. Türkiye Değişim Hareketiyle de güçlerimizi birleştirmeliyiz.
İstanbul yarışına yerel seçim ötesinde önem atfedilmesi neden sizce?
Genelde, Türkiye nereye gidiyor endişesinin sonucu olduğu düşünülüyor. Ama özelde şu da var: İstanbulu son 20-25 yıldır aynı zihniyet yönetiyor, harcanan paranın hesabı verilmiyor. Çözülen tek sorunu yok. Artık kimliği de yok. Bunları düzeltmenin yolu da ülkeyi düzeltmenin yolundan geçiyor. Dayatmacı kültür yerine uzlaşmacı kültürü getirerek. Türkiye şu anda bir tek parti devletine dönüşmüş durumda. Valisi AKPli, kaymakamı AKPli, emniyet müdürü AKPli, memuru, sendikası AKPli, hâkimi, savcısı AKPli, YÖK AKPli İnsanlar görünecek bir yerden bu zincirin kırılmasını istediği için bu kadar önem veriyorlar bu seçime. Sonuçta şu söyleniyor: Demokrasinin güvencesi için AKPnin oyları mutlaka geriletilmeli. Bunda CHPnin de aydınların da sendikaların da sorumluluğu var.