dvrmci.flütist
Bayan Üye
Nisan: Irak’ta en kanlı ay
ABD’nin kentlerden çekilme hazırlıkları yaptığı Irak’ta, şiddet olayları giderek tırmanıyor. Şiddetin tırmanma nedenleri ise biraz “karışık”.
ABD’nin kısmi çekilme hazırlıklarını sürdürdüğü Irak’ta, geride bıraktığımız Nisan ayı son 13 aylık periyodun en kanlı ayı olarak kaydedildi.
Şiddet olaylarının artmasında direnişin tekrar yükselişe geçmesinin etkili olduğu biliniyor. Öte yandan, Irak’la yaptığı anlaşmayı “delmenin” ve çekilmeyi sınırlandırmanın yollarını arayan ABD’nin de, özellikle geniş kitleleri hedef alan eylemlerde parmağının olduğu belirtiliyor.
Bağdat’ta 200’den fazla ölü
Nisan ayında, yalnızca Irak’ın başkenti Bağdat’ta ölenlerin sayısı 200’ü aştı. Irak’ta geçen ay düzenlenen saldırılarda gerçekleşen sivil kayıp rakamları, son olarak 2008 yılının Mart ayında görülmüştü. Bu durum, Nisan ayının son 13 ayın en kanlı ayı olarak kayda geçmesine neden oldu.
Irak’taki şiddet olaylarının artmasında, yeniden tırmanışa geçen direnişin belirli bir yer tuttuğu biliniyor. Öte yandan, direnişin hedef olarak sivil kitleleri değil, ABD’li ve Iraklı askerleri seçtiği de bilinen bir gerçek. Bu durum, sivil ölümlerinin altında yatan başka nedenler de olduğuna işaret ediyor.
ABD parmağı
Saldırıların artmasına ilişkin yapılan yorumlarda, ABD’nin çekilmeyi sınırlandırma niyeti de giderek artan bir yer kaplıyor.
Geçen yıl Irak hükümeti ve ABD arasında yapılan Güçlerin Durumu Anlaşması (Status of Forces Agreement – SOFA) uyarınca, ABD’nin 2009 Haziranına kadar Irak’taki kentsel alanlardan asker çekmesi karara bağlanmıştı. Son tarih yaklaştıkça artan şiddet olayları, ABD’nin kentlerdeki varlığını teyit etmek niyetiyle ilişkilendiriliyor. Nitekim, uluslararası haber ajanslarının Irak’ta gerçekleştirdikleri nabız yoklamalarında ortaya çıkan tablo, Irak halkının kendi güvenlik güçlerine güvenmediği ve ABD’nin çekilmesine çok da gönüllü olmadığı yönünde.
Halihazırda başkent Bağdat’ın birçok kentsel alanında varlığını sürdürecek olan ABD’nin, çekilmesini daha da sınırlandırmak ve varlığına gerekçe yaratmak için şiddet olaylarına göz yumduğu ve/veya destek verdiği belirtiliyor.
Geçen hafta Bağdat’ı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton başta olmak üzere birçok üst düzey ABD’li yetkilinin artan şiddetle ilgili olarak yaptıkları “rahat” açıklamalar da, saldırılardaki ABD parmağına ilişkin endişeyi doğruluyor
ABD’nin kentlerden çekilme hazırlıkları yaptığı Irak’ta, şiddet olayları giderek tırmanıyor. Şiddetin tırmanma nedenleri ise biraz “karışık”.
ABD’nin kısmi çekilme hazırlıklarını sürdürdüğü Irak’ta, geride bıraktığımız Nisan ayı son 13 aylık periyodun en kanlı ayı olarak kaydedildi.
Şiddet olaylarının artmasında direnişin tekrar yükselişe geçmesinin etkili olduğu biliniyor. Öte yandan, Irak’la yaptığı anlaşmayı “delmenin” ve çekilmeyi sınırlandırmanın yollarını arayan ABD’nin de, özellikle geniş kitleleri hedef alan eylemlerde parmağının olduğu belirtiliyor.
Bağdat’ta 200’den fazla ölü
Nisan ayında, yalnızca Irak’ın başkenti Bağdat’ta ölenlerin sayısı 200’ü aştı. Irak’ta geçen ay düzenlenen saldırılarda gerçekleşen sivil kayıp rakamları, son olarak 2008 yılının Mart ayında görülmüştü. Bu durum, Nisan ayının son 13 ayın en kanlı ayı olarak kayda geçmesine neden oldu.
Irak’taki şiddet olaylarının artmasında, yeniden tırmanışa geçen direnişin belirli bir yer tuttuğu biliniyor. Öte yandan, direnişin hedef olarak sivil kitleleri değil, ABD’li ve Iraklı askerleri seçtiği de bilinen bir gerçek. Bu durum, sivil ölümlerinin altında yatan başka nedenler de olduğuna işaret ediyor.
ABD parmağı
Saldırıların artmasına ilişkin yapılan yorumlarda, ABD’nin çekilmeyi sınırlandırma niyeti de giderek artan bir yer kaplıyor.
Geçen yıl Irak hükümeti ve ABD arasında yapılan Güçlerin Durumu Anlaşması (Status of Forces Agreement – SOFA) uyarınca, ABD’nin 2009 Haziranına kadar Irak’taki kentsel alanlardan asker çekmesi karara bağlanmıştı. Son tarih yaklaştıkça artan şiddet olayları, ABD’nin kentlerdeki varlığını teyit etmek niyetiyle ilişkilendiriliyor. Nitekim, uluslararası haber ajanslarının Irak’ta gerçekleştirdikleri nabız yoklamalarında ortaya çıkan tablo, Irak halkının kendi güvenlik güçlerine güvenmediği ve ABD’nin çekilmesine çok da gönüllü olmadığı yönünde.
Halihazırda başkent Bağdat’ın birçok kentsel alanında varlığını sürdürecek olan ABD’nin, çekilmesini daha da sınırlandırmak ve varlığına gerekçe yaratmak için şiddet olaylarına göz yumduğu ve/veya destek verdiği belirtiliyor.
Geçen hafta Bağdat’ı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton başta olmak üzere birçok üst düzey ABD’li yetkilinin artan şiddetle ilgili olarak yaptıkları “rahat” açıklamalar da, saldırılardaki ABD parmağına ilişkin endişeyi doğruluyor