ölümden sonra hayat var mı

kıyamet Günü Yaklaşarak Gelmektedir

Ölüm gitgide yaklaşıyor. İster genç olun ister yaşlı, geçen her gün, hatta her dakika ölüme biraz daha yaklaşıyorsunuz. Zamana karşı koyamıyor ve ölümün yaklaşmasına bir türlü engel olamıyorsunuz. Almakta olduğunuz önlemlerin hiçbiri sizi ve çevrenizdekileri "geçici" olmaktan alıkoyamıyor. Dünyadaki herşey gibi siz de yaşamınızı sona erdirecek güne doğru ilerliyorsunuz.

Ancak dünyada ölümlü olan yalnız insan değildir. Diğer tüm canlılar, yeryüzü, hatta tüm evren de ölümlüdür, yok olacakları bir gün belirlenmiştir. İşte o gün "son gün"dür. O günden sonra dünya hayatı son bulacaktır. Yokoluş günü yalnızca dehşetin yaşandığı, boyutları hiçbir insanın tasavvur edemeyeceği kadar korkunç, aynı zamanda görkemli bir "son gün" olacaktır. Yeryüzündeki herşey yerle bir olacak, yıldızlar silinip dökülecek, güneş körelecektir. O vakte kadar dünya üzerinde yaşamış olan tüm insanlar biraraya toplanacaklar ve bu güne şahit olacaklardır. Bu "son gün" inkarcılar için zorlu bir gündür ve kuşkusuz bu günün sahibi alemlerin Rabbi olan Allah'tır.

Kıyamet yaklaşarak gelmektedir. İnsanların çoğunun inancının aksine, kıyamet hiç de uzak değildir. O gün dünya ile birlikte, dünyaya ait olan herşey de yok olacaktır. Hırslar, istekler, kızgınlıklar, beklentiler, şehvet, düşmanlık ve zevkler sona erecektir. Geleceğe yönelik planların bir anlamı kalmayacaktır. Allah'a döndürüleceğini unutan herkes için, o çok sevdiği, sonsuz hayata tercih ettiği dünyanın, tüm o aldatıcı zenginlikleri, güzellikleri ve meşguliyetleriyle sona erdiği gün gelmiştir. İşte o gün, insanlar Allah'ın varlığına kesin bir biçimde şahit olacak, unutmaya çalıştığı ölüm günü ile karşı karşıya kalacaklardır. Artık Allah'ı ve ahiret yaşamını unutarak geçirdiği bu kısa ömür sona ermiştir ve yeni bir başlangıç kendisini beklemektedir. Bu başlangıç, asla son bulmayacak ve asla inkarcılara mutluluk getirmeyecektir. Bu sonsuz yaşamın ilk anından itibaren azap öylesine şiddetlidir ki, bunu yaşayanlar, azabın yerine "ölümü" ve "yokoluşu" isteyeceklerdir. Bu hayatın başlangıcı kıyamet saatidir. Ve kuşkusuz "kıyamet saati yaklaşarak gelmektedir".



Dünya Hayatı Geçicidir ve Ölüm Kesin Bir Gerçektir

Çocukluğunuzun ilk günlerinden itibaren geleceğinize ilişkin belirli bir hedefe yönelir veya başkaları tarafından yönlendirilirsiniz. Muhtemelen şunlarla karşılaşırsınız: Yaşınız ilerlediğinde artık bir aileniz ve işiniz olmuştur. Daha çok para kazanmak ve daha rahat yaşamak için çaba gösterirsiniz, çocuklarınızı yetiştirir, onların ileride sizden daha iyi bir hayat sürmelerini istersiniz. Haftada bir aile toplantılarına katılır, tatil yapar, işe gider, geri kalan vaktinizi de evde geçirirsiniz. Birkaç aksaklık dışında yaşamınızdaki herşey muntazam devam eder, genelde çok olağanüstü durumlarla da karşılaşmazsınız.

Yaşamınızdaki herşey sanki daha önceden belirlenmiş gibidir, çevrenizdeki insanların yaşamları da birbirleriyle çok büyük benzerlikler gösterir. Bu benzer senaryolara göre yaşamak için çalışmalı, soyunuzu devam ettirmek için de aile kurmalısınız. Bu düşünceye göre zaten "iyi bir aile ve iyi bir iş" dışında yaşamın başka ne amacı olabilir ki! Bunlar sağlandıktan sonra mutlu bir yaşam hayal edersiniz. Böylece herşey tozpembe olacak ve yaşamın geri kalan kısmını huzurlu geçireceksinizdir.

Oysa siz bunları düşünürken, bedeninizde ve çevrenizde önemli birtakım değişiklikler olmaktadır. Vücudunuzda farklı işlevlere sahip pek çok hücre görevini tamamlayıp ölmekte ve yaşınız ilerledikçe bunların yenilenmesi daha da yavaşlamaktadır. Bedeniniz yaşlanmakta ve bu yönde sürekli belirtiler, hastalıklar, ek***likler ortaya çıkmaktadır. Zaman sürekli ilerlemekte ve geri dönüşün imkansızlığı gün geçtikçe daha da açık bir şekilde kendini göstermektedir. Ve siz huzurlu ve rahat geçirmeyi planladığınız "geri kalan ömrünüzde" gitgide ölüme doğru yaklaştığınızın farkındasınızdır. İşte bu nedenle dünya hayatı size beklediğiniz rahatlığı ve huzuru gerçek anlamda asla vermez. O ana kadar sizi pek çok açıdan tatmin ettiğini düşündüğünüz bu yaşamın bir sonu vardır. İşte bu sonun ardından asıl gerçeklerle yüzyüze gelinecektir. O halde dünya hayatında hedeflediğiniz hiçbir şey sizin gerçek amacınız olmamalı. Çünkü dünya hayatı yalnızca geçici bir imtihan yeridir. Kimin güzel davranışlarda bulunduğunun sınandığı yerdir. Allah, bize bu önemli gerçeği şöyle bildirmektedir:

O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır. (Mülk Suresi, 2)



Yaşamın gerçek amacı "iyi bir aile ve iyi bir iş" değildir. Herkesin tek bir yaratılış amacı vardır: Allah'a kul olmak. Dünyada elde edilmiş mal, eş, çocuk, mevki, itibar gibi kazançların hepsi yaşam boyunca büyük bir tutkuyla bağlanılan değerlerdir. Fakat ölümün ilk anından itibaren bu dünyevi kazançlar bir anda tüm değerlerini ve önemlerini yitirirler. Bu herkesin bildiği ama düşünmekten kaçındığı bir gerçektir. Dolayısıyla asıl amaç bu olmamalıdır. O zaman gerçek amacın ve kazancın ne olduğunu çok iyi düşünmek, kavramak gerekir. İşte yaratılmanın asıl amacını Allah Kuran'da şöyle bildirmektedir:

Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım. (Zariyat Suresi, 56)

Ancak Allah'a kulluk görevinin tam olarak yerine getirilmesiyle ölümden sonra başlayacak olan ahiret hayatı için güzel bir beklenti söz konusu olabilir. İnsanların büyük bir kesiminin sahip olduğu çarpık bir beklenti vardır. Çoğu insan bu ihtimale inanarak kendini rahatlatmaya çalışır. Oysa bu büyük bir yanılgıdır. Eğer bir insanın ahirete, ölümden sonraki yaşama yönelik bir beklentisi yoksa, o zaman da geriye tek bir ihtimal kalır: Ölümle birlikte sonsuza dek yok olmak! Bu ihtimal ise diğerlerine göre çok daha ürkütücüdür. Allah'a kulluk etmeyi reddeden insanlar bu olasılıktan korktukları ve unutmak istedikleri için kendilerince çeşitli yöntemler geliştirirler. Bu yöntemler ise genelde hep aynıdır: Ölüm konuşulmaz, tartışılmaz, hatırlatılmaz. Halbuki ölüm, yaşanılacağı kesin olan bir gerçektir, ama sanki "yokmuş" gibi davranılır. Toplumun büyük bir kesiminin bu mantığa sahip olması insanda bir rahatlamaya sebep olabilir. Oysa kendisi gibi diğer insanlar da aldanmaktadırlar. İnsanlar ölümü, kıyamet gününü ve ahireti bilmekte ama düşünmemektedirler. Dünya hayatıyla tatmin bulmakta, daha doğrusu tatmin bulmayı istemektedirler. Oysa Allah Kuran'da insanların kaçmakta oldukları ölüm gerçeğiyle mutlaka karşılaşacaklarını bildirmektedir. Ayette şöyle buyrulur:

De ki: "Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir. (Cuma Suresi, 8)

Ölüm yalnızca insanlara mahsus değildir. Geçici olan dünya hayatında, insan gibi "herşey" ölümlüdür. Allah bize, tüm kainatın, içindeki canlılarla birlikte yok olacağı bir günün varlığını, yani "kıyamet gününü" bildirmiştir. Kıyamet günü, imtihanın son bulduğu, nihai gündür. O günün gelişini, yeryüzündeki her insan pek çok belirti ile anlayacak ve kainatın ölümüyle sonuçlanacak olaylar gerçekten de tüyler ürpertici olacaktır. Ve en nihayet dünyadaki tüm insanlar, kıyametin gerçekleştiği gün, kendilerini bekleyen "yeniden dirilişi" kavrayacaktır. Böyle bir günle karşılaşmayı ummayanlar, karşılarındaki bu apaçık gerçeği reddedemeyecekler ve Allah'ın emrine "isteseler de istemeseler de" boyun eğeceklerdir. Allah, tüm evren için büyük bir son hazırlamıştır. İnsanların çoğu her ne kadar inkar etmeye çalışsa da, kıyamet saati belirlenmiş bir vakitte kendilerini beklemektedir.





ıyamet Günü Yaklaşarak Gelmektedir

Ölüm gitgide yaklaşıyor. İster genç olun ister yaşlı, geçen her gün, hatta her dakika ölüme biraz daha yaklaşıyorsunuz. Zamana karşı koyamıyor ve ölümün yaklaşmasına bir türlü engel olamıyorsunuz. Almakta olduğunuz önlemlerin hiçbiri sizi ve çevrenizdekileri "geçici" olmaktan alıkoyamıyor. Dünyadaki herşey gibi siz de yaşamınızı sona erdirecek güne doğru ilerliyorsunuz.

Ancak dünyada ölümlü olan yalnız insan değildir. Diğer tüm canlılar, yeryüzü, hatta tüm evren de ölümlüdür, yok olacakları bir gün belirlenmiştir. İşte o gün "son gün"dür. O günden sonra dünya hayatı son bulacaktır. Yokoluş günü yalnızca dehşetin yaşandığı, boyutları hiçbir insanın tasavvur edemeyeceği kadar korkunç, aynı zamanda görkemli bir "son gün" olacaktır. Yeryüzündeki herşey yerle bir olacak, yıldızlar silinip dökülecek, güneş körelecektir. O vakte kadar dünya üzerinde yaşamış olan tüm insanlar biraraya toplanacaklar ve bu güne şahit olacaklardır. Bu "son gün" inkarcılar için zorlu bir gündür ve kuşkusuz bu günün sahibi alemlerin Rabbi olan Allah'tır.

Kıyamet yaklaşarak gelmektedir. İnsanların çoğunun inancının aksine, kıyamet hiç de uzak değildir. O gün dünya ile birlikte, dünyaya ait olan herşey de yok olacaktır. Hırslar, istekler, kızgınlıklar, beklentiler, şehvet, düşmanlık ve zevkler sona erecektir. Geleceğe yönelik planların bir anlamı kalmayacaktır. Allah'a döndürüleceğini unutan herkes için, o çok sevdiği, sonsuz hayata tercih ettiği dünyanın, tüm o aldatıcı zenginlikleri, güzellikleri ve meşguliyetleriyle sona erdiği gün gelmiştir. İşte o gün, insanlar Allah'ın varlığına kesin bir biçimde şahit olacak, unutmaya çalıştığı ölüm günü ile karşı karşıya kalacaklardır. Artık Allah'ı ve ahiret yaşamını unutarak geçirdiği bu kısa ömür sona ermiştir ve yeni bir başlangıç kendisini beklemektedir. Bu başlangıç, asla son bulmayacak ve asla inkarcılara mutluluk getirmeyecektir. Bu sonsuz yaşamın ilk anından itibaren azap öylesine şiddetlidir ki, bunu yaşayanlar, azabın yerine "ölümü" ve "yokoluşu" isteyeceklerdir. Bu hayatın başlangıcı kıyamet saatidir. Ve kuşkusuz "kıyamet saati yaklaşarak gelmektedir".



Dünya Hayatı Geçicidir ve Ölüm Kesin Bir Gerçektir

Çocukluğunuzun ilk günlerinden itibaren geleceğinize ilişkin belirli bir hedefe yönelir veya başkaları tarafından yönlendirilirsiniz. Muhtemelen şunlarla karşılaşırsınız: Yaşınız ilerlediğinde artık bir aileniz ve işiniz olmuştur. Daha çok para kazanmak ve daha rahat yaşamak için çaba gösterirsiniz, çocuklarınızı yetiştirir, onların ileride sizden daha iyi bir hayat sürmelerini istersiniz. Haftada bir aile toplantılarına katılır, tatil yapar, işe gider, geri kalan vaktinizi de evde geçirirsiniz. Birkaç aksaklık dışında yaşamınızdaki herşey muntazam devam eder, genelde çok olağanüstü durumlarla da karşılaşmazsınız.

Yaşamınızdaki herşey sanki daha önceden belirlenmiş gibidir, çevrenizdeki insanların yaşamları da birbirleriyle çok büyük benzerlikler gösterir. Bu benzer senaryolara göre yaşamak için çalışmalı, soyunuzu devam ettirmek için de aile kurmalısınız. Bu düşünceye göre zaten "iyi bir aile ve iyi bir iş" dışında yaşamın başka ne amacı olabilir ki! Bunlar sağlandıktan sonra mutlu bir yaşam hayal edersiniz. Böylece herşey tozpembe olacak ve yaşamın geri kalan kısmını huzurlu geçireceksinizdir.

Oysa siz bunları düşünürken, bedeninizde ve çevrenizde önemli birtakım değişiklikler olmaktadır. Vücudunuzda farklı işlevlere sahip pek çok hücre görevini tamamlayıp ölmekte ve yaşınız ilerledikçe bunların yenilenmesi daha da yavaşlamaktadır. Bedeniniz yaşlanmakta ve bu yönde sürekli belirtiler, hastalıklar, ek***likler ortaya çıkmaktadır. Zaman sürekli ilerlemekte ve geri dönüşün imkansızlığı gün geçtikçe daha da açık bir şekilde kendini göstermektedir. Ve siz huzurlu ve rahat geçirmeyi planladığınız "geri kalan ömrünüzde" gitgide ölüme doğru yaklaştığınızın farkındasınızdır. İşte bu nedenle dünya hayatı size beklediğiniz rahatlığı ve huzuru gerçek anlamda asla vermez. O ana kadar sizi pek çok açıdan tatmin ettiğini düşündüğünüz bu yaşamın bir sonu vardır. İşte bu sonun ardından asıl gerçeklerle yüzyüze gelinecektir. O halde dünya hayatında hedeflediğiniz hiçbir şey sizin gerçek amacınız olmamalı. Çünkü dünya hayatı yalnızca geçici bir imtihan yeridir. Kimin güzel davranışlarda bulunduğunun sınandığı yerdir. Allah, bize bu önemli gerçeği şöyle bildirmektedir:

O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır. (Mülk Suresi, 2)



Yaşamın gerçek amacı "iyi bir aile ve iyi bir iş" değildir. Herkesin tek bir yaratılış amacı vardır: Allah'a kul olmak. Dünyada elde edilmiş mal, eş, çocuk, mevki, itibar gibi kazançların hepsi yaşam boyunca büyük bir tutkuyla bağlanılan değerlerdir. Fakat ölümün ilk anından itibaren bu dünyevi kazançlar bir anda tüm değerlerini ve önemlerini yitirirler. Bu herkesin bildiği ama düşünmekten kaçındığı bir gerçektir. Dolayısıyla asıl amaç bu olmamalıdır. O zaman gerçek amacın ve kazancın ne olduğunu çok iyi düşünmek, kavramak gerekir. İşte yaratılmanın asıl amacını Allah Kuran'da şöyle bildirmektedir:

Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım. (Zariyat Suresi, 56)

Ancak Allah'a kulluk görevinin tam olarak yerine getirilmesiyle ölümden sonra başlayacak olan ahiret hayatı için güzel bir beklenti söz konusu olabilir. İnsanların büyük bir kesiminin sahip olduğu çarpık bir beklenti vardır. Çoğu insan bu ihtimale inanarak kendini rahatlatmaya çalışır. Oysa bu büyük bir yanılgıdır. Eğer bir insanın ahirete, ölümden sonraki yaşama yönelik bir beklentisi yoksa, o zaman da geriye tek bir ihtimal kalır: Ölümle birlikte sonsuza dek yok olmak! Bu ihtimal ise diğerlerine göre çok daha ürkütücüdür. Allah'a kulluk etmeyi reddeden insanlar bu olasılıktan korktukları ve unutmak istedikleri için kendilerince çeşitli yöntemler geliştirirler. Bu yöntemler ise genelde hep aynıdır: Ölüm konuşulmaz, tartışılmaz, hatırlatılmaz. Halbuki ölüm, yaşanılacağı kesin olan bir gerçektir, ama sanki "yokmuş" gibi davranılır. Toplumun büyük bir kesiminin bu mantığa sahip olması insanda bir rahatlamaya sebep olabilir. Oysa kendisi gibi diğer insanlar da aldanmaktadırlar. İnsanlar ölümü, kıyamet gününü ve ahireti bilmekte ama düşünmemektedirler. Dünya hayatıyla tatmin bulmakta, daha doğrusu tatmin bulmayı istemektedirler. Oysa Allah Kuran'da insanların kaçmakta oldukları ölüm gerçeğiyle mutlaka karşılaşacaklarını bildirmektedir. Ayette şöyle buyrulur:

De ki: "Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir. (Cuma Suresi, 8)

Ölüm yalnızca insanlara mahsus değildir. Geçici olan dünya hayatında, insan gibi "herşey" ölümlüdür. Allah bize, tüm kainatın, içindeki canlılarla birlikte yok olacağı bir günün varlığını, yani "kıyamet gününü" bildirmiştir. Kıyamet günü, imtihanın son bulduğu, nihai gündür. O günün gelişini, yeryüzündeki her insan pek çok belirti ile anlayacak ve kainatın ölümüyle sonuçlanacak olaylar gerçekten de tüyler ürpertici olacaktır. Ve en nihayet dünyadaki tüm insanlar, kıyametin gerçekleştiği gün, kendilerini bekleyen "yeniden dirilişi" kavrayacaktır. Böyle bir günle karşılaşmayı ummayanlar, karşılarındaki bu apaçık gerçeği reddedemeyecekler ve Allah'ın emrine "isteseler de istemeseler de" boyun eğeceklerdir. Allah, tüm evren için büyük bir son hazırlamıştır. İnsanların çoğu her ne kadar inkar etmeye çalışsa da, kıyamet saati belirlenmiş bir vakitte kendilerini beklemektedir.

konu gerı donusum kutusuna tasınıyor...
acacaksan once arastır sonra ac
 
o anlamda açmadım ben konuyu yani cennet ve cehennem tabi ki var o kadarda salak değiliz heralde ama cennet ve cehennem de nereye kadar bu işin sonu var mı onu merak ettiğim için açtım
 
yani sölemek istediğim oradaki yaşamdı yine aynı şekilde dünyadaki gibi mi yaşıycaz asıl sormak isteğim şey buydu sanırım yanlış anlaşıldım yine hepiniz tşk ederim
 
islam hakkında senden çok şey biliorum cnm bu hakkında sizin görüşleriniz almak istedim sadece
 
neoluyo burda ya yıne sacmalıs bagız kısıler ..

kız sıze ınsanca adam gıbı bır soru sormus ..

cvp ıstemıs .

bumudur sızın muslumanlıgınız yardımınız sagdece fıkırlerınızı dıle getırsenız sorun kalmaz ..

nasıl cvplar bunlar argo argo ..

yukarıdakı 6 msj sılınmıstır ..

ve o cvpları veren 6 uye forumdan banlanmıstır ..

saygılar ...
 
islam hakkında senden çok şey biliorum cnm bu hakkında sizin görüşleriniz almak istedim sadece

sımdı olay yaratmayalım:D
ayrıca kımın ımanı fazla kımın ımanı az bun bız bılmeyız!!!
ayrıca eger bı konu acacaksan acacagın konu ıle ılgılı bolumu bıraz ara ıstersen

dedıgım ıcınde ozur dıelrım :143:
 
tabıkı olumden sonra hayat var oLduqunu dını kıtapLardan bılıyoruz ahıret gunuoldukten sonra, dırılıp tekrar yenı ve gercek hayatımızı yasayacaqız..!!
 
yani sölemek istediğim oradaki yaşamdı yine aynı şekilde dünyadaki gibi mi yaşıycaz asıl sormak isteğim şey buydu sanırım yanlış anlaşıldım yine hepiniz tşk ederim



oradakı yaşam dünyadakı yaşamla aynı biçilemez orası o kadar güzel o kdr temızkı herkes hak ettıgını yaşıyacak orada mesela örnek vereyım, şehitlerimiz en kutsal mertebe onlara ait olacak, yanı herkes sevabına göre,yaptıgı amellere göre , ve arkasında kalıcı olarak bıraktıklerıyla (cami yaptırmıssa,okul yaptırmıssa irfan ve ilim için, kısacası arkasından dua edenı varsa onu topraktayken bıle sevap kazandıran şeyleri arkasında bırakmıssa) ne mutlu o kısıye

kutsal kıtabımız kuran-ı kerım de cennet şöyle anlatılıyor :(kısaca bıldıklerım)

orası o kadar guzel bır yer herkes öncelıkle butun kötu duygularından arınıyor,
öfke,kibir,gıybet,dedıkoduculuk,yalan,zina vb bu ısteklerın hiçbiri yok tertemiz yenıden dogmus bir çocuk gibi ve orda aklınızdan ne geçiosa anında hemen önunuzde mesela canınız üzüm istedi aklınızdan geçirdiniz hemen üzüm önunuzde yanı böyle bır hayata yaşama , biz insanlar dünyayı tercih edıyoruz , ibadetımızı yapmıyoruz namazımızı kılmıyoruz bizlerden dua sevap bekleyen ölmüşlerimizi 1. yasin-i şerfi okumuyoruz ( okuyanlar ayrı okumayanlar için diyorum ) söyleyın kaç kişi dogru duzgun namazını kılıyor, kim her cuma aksamı kuran okuo biz nereye gidiyoruz.

Hatırlatmak ısterım bız osmanlı devletı bu dunyaya nasıl hakım oldu , hepsı savaş anında bıle namazlarını kılarlardı rabbimin onlara verdıgı ızınle ve onların dualarıyla azımlerıyle guclerıyle o savaşları kazandılar. Ne zaman ki işler çıgırından çıktı işte o zmn bizde yavaş yavaş topraklarımızı kaybetmeye başladık.
 
Size şunu demek istiyorum bir elektiriğin buluşu, bir dunyanın kendı eksenı etrafında döndugu,dunyanın yuvarlak oldugu vb böyle bırçok daha dogrusu hersey kuran-ı kerım'de açıkça belırtılmıs işte bızler o kadar cahil insanlarız ki
yabancılar bızı kutsal kıtabımımızdan uzaklaştırıyorlar bılıomusunuz onlar bızden çok okuyor(ibadet için degıl içindekıler için) kutsal kıtabımızı ve içindekı butun hazıneleri anlatılmak ıstenen herseyı onlar buluyor bu zamana kadar gelısen hersey nasıl oldu sanıosunuz neyse bu kadar yeter fazla kaptırdım sanırım kendımı ama ınanın konussam yazsam bu foruma sıgmaz o kadar çok şey varkı o kadar
 
o anlamda açmadım ben konuyu yani cennet ve cehennem tabi ki var o kadarda salak değiliz heralde ama cennet ve cehennem de nereye kadar bu işin sonu var mı onu merak ettiğim için açtım

hmm kardeşim sana şöyle anlatayım ölümden sonra sonsuz bi yaşam sunuluyo bizlere.. cennete giden kullardan olursak eğer burdaki gibi fani yaşamımızdaki gibi aileler hayat bahşedilecek bizlere zorluk sıkıntı çekmicez bi nevi mükafatımız olucak cennetteki yaşantı.. unutmamak lazım her müslüman eryada geç cennete adım atıcak...

cennetin sonu yok ama bizler için cehennemin bi sonu var ;)
 
Size şunu demek istiyorum bir elektiriğin buluşu, bir dunyanın kendı eksenı etrafında döndugu,dunyanın yuvarlak oldugu vb böyle bırçok daha dogrusu hersey kuran-ı kerım'de açıkça belırtılmıs işte bızler o kadar cahil insanlarız ki
yabancılar bızı kutsal kıtabımımızdan uzaklaştırıyorlar bılıomusunuz onlar bızden çok okuyor(ibadet için degıl içindekıler için) kutsal kıtabımızı ve içindekı butun hazıneleri anlatılmak ıstenen herseyı onlar buluyor bu zamana kadar gelısen hersey nasıl oldu sanıosunuz neyse bu kadar yeter fazla kaptırdım sanırım kendımı ama ınanın konussam yazsam bu foruma sıgmaz o kadar çok şey varkı o kadar

bizim dinimiz incelik dinidir.. herşeyi ayrıntıda gizli onu yakalayabiliyosak ne mutlu :) dediğin gibi herşey kuranı kerimde var bize tek yol gösterici o olmalı..
 
Dunya tamamen geçici ve bir imtihan yeridir. Herşeyin oldugu gibi dunyanın da bir sonu var tabi. Ve olduktan sonra bi kaç mezar sualimiz olacak. ordan ahirete yolculuk. Ve sonra Amel defterin. Sağ eline gelirse ii sol elınde kotu. Ve o hayat ebedii dir. hiç bitmeyecek olan gerçek hayat o dur. Geniş bilgi için google kankaya muracaat edın.. :) Saygılar ..
 
bizim dinimiz incelik dinidir.. herşeyi ayrıntıda gizli onu yakalayabiliyosak ne mutlu :) dediğin gibi herşey kuranı kerimde var bize tek yol gösterici o olmalı..



işte bız çok geç kalmısız yenı anladık butun ıncelıklerın kuran-ı kerım'de yazılı oldugunu o ıncelıklerı işte başkaları buldu.


Mesela size şunu anlatayım 1 sene önce cuma namazında bunu vaaz veren hocamız söyluyor :


Konuyu kuran'dan açtı ve dedı ki kuranı sadece okumakla kalmayalım ne anlama geldıgınıde bılelım mealını de okuyalım anlayalım , dunyanın yaratılısından,bu zamana kadar ve gelecek hakkında hersey onun ıcınde gızlı çözmek insanoglunun elınde ve dedı kı, biraz geçmişe gıdelım eskıden osmanlı devletı zamanında nasıl zaferler elde ettık nasıl butun dunyaya hakımdık bu nasıldı kutsal kıtabımız sayesınde ve nasıl bızı uyuttuysalar bızı nasıl kutsal kıtabımızdan uzaklastırdıysalar , bizim önumuze geçtiler , keşifleri yaptılar ,
elektrıgı, ışıgı , ve bır çok seyı onlar buldu neden bız bulamadık çunku bız uyutulduk gerçektende böyle bunu kımse ınkar edemez ne zaman elımızden kitabımız düştüyse işte o zmanda hep kaybedıcez bunu sakın unutmayın

suanda oldugu gıbı kım dogru duzgun ıbadetını yapıyor , dunyaya gelen her çocuktan yuzde 80 nı islam - kuran - namaz ve dını bılgıler hakkında bir çok şeyi bılmıyor neden ???

çunku bıze başka şeylerı aşılıyorlar bunlardan uzaklaştırıyorlar ve ben bunun en buyuk nedenı olarak televızyon ve batılılaşmayı neden olarak gösterıyorum , artık televızyon sayesınde herkes ne göruosa ne ızlıosa yok su böyle bende söyle yapayım ne bılım bızım halımız vahim insanoglu böyle devam ettıkce
işimiz kötu


mesela kuran- ı kerımde kıyamet alametleri diye bır konu geçıyor onda :

bu depremler olsun, küresel ısınma olsun , dunyadakı butun değişiklikler olsun , ve daha bir çok şey hepsi kıyametın alametlerınden bır kaçı kıyamet yaklasıyor """belkı yarın belkı yarından da yakın """" ne zaman olacagını bır tek yüce yaratan bılır ama bız kıyamet koptuktan sonra ve israfil sur'a ikinci olarak üfledıgınde ve bız dırıldıgımızde mahşerde yanımızda bızı kurtaracak neyımız olacak bı dusunun neyımız olacak , bizler nereye gıdıyoruz , söyleyın bu ınternete takıldıgınız zamanın yuzde kaçını ıbadete ayırıosunuz , ayırıyoruz herkes kendı yaptıgından sorumlu olacak mahserde


umarım inşallah rabbım gunahlarımızı affeder ve mahşerde teraziye çıktıgımzda günahlarımız ve sevaplarımız tartıldıgında , yüce rabbimin ; sevapları gunahlarından çok olan kullarından oluruz , rabbim bizleri peygamber efendımızın şefaatine nail eylesın ve gunahlarımızı affeylesın dua etmekten baska bısı gelmez elımızden onun karsısında aciziz bizler
 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
vozol
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst