RECEP BULUT11
Kayıtlı Üye
SAÎD NURSÎNİN MÜCEDDİDLİK İDDİÂSI
Risâle-i nur şu zamanın müceddididir Barla lâhikası, s. 354
Risâle-i nur teceddüd-i dîn husûsunda bir müceddid hükmündedir. Barla lâhikası, s. 347,354
Risâle-i nur dört sebebden müceddidliğe uygundur. Sikke-i tasdîk-ı gaybî, s. 19
Saîd Nursî, asrın müceddididir..Sikke-i tasdîk-ı gaybî,s.17
Risâle-i nurun müceddid-i dîn olduğunu söz sâhibi en büyük âlim böyle hükmetmiş. Kastamonu Lâhikası, s.151 [En büyük âlim dediği zât Meşîhatın fetvâemîni (Fetvâları yazan kâtib) Muğlalı Ali Rızâ efendidir] Saîd Nursî, âlimleri beğenmediği hâlde,işine gelince (Mektûbât,28.mektûb), kendisini övdüğünü iddiâ etdiği bir kâtibe en büyük âlim diyebiliyor, medh edebiliyor
Müceddidlik iddiâsında bulunan Saîd Nursinin daha önceki müceddidlere ters düşmemesi gerekirdi; çünki müceddidler arasında terslik olmaz,bu müceddidlikle bağdaşmaz.Saîd Nursînin, şimdi de büyük Müceddid İmâm-ı Rabbânî, Müceddid İmâm-ı Muhammed Masûm ve Müceddid Mevlânâ Hâlid Bağdâdîye (Gaddesellâhü sirrahülAzîz) zıd olan görüşlerinden bazîlarını bildirelim:
1- Müceddid İmâm-ı Rabbâni: Âhiretde kâfirlere rahmet olmaz.Arâf,156;Tevbe,71;Mektûbât, c.1/ 96, 266; Müceddid İmâm-ı Muhammed Masûm, Mektûbât, c.1/11, 220.mektûb.
1- Saîd Nursi :Kâfirlere rahmet olur. Kastamonu Lâhikası, S.53; İşârâtül-îcâz S.92
2- Müceddid Mevlânâ Hâlid Bağdâdî, Osmânlı sultânlarını över ve hepimiz onlara düâ etmeliyiz, der. Mektûbât, c.1/ 4, 12, 70. mektûblar. ( Hiçbir müceddid Osmânlı sultânlarına düşmânlık etmemişdir )
2- Saîd Nursi ise, Kânûnî Sultân Süleymâna saldırır,Sikke-i tasdîk-ı gaybî,s.195. İslâmın Halîfesi Ulu Hâkan AbdülHamîd-i Sânî için haydût, müstebid, devrinin şerîatla alâkası yokdur, diyebilecek kadar ileri gider. Târîhçe-i Hayât s. 66; Volkan Gazetesi sayı: 83
3- Müceddid İmâm-ı Rabbânî (guddise sirruh) âlimlere saygılıdır. İmâm-ı Rabbânî, Mektûbât, c.1/ 29, 289, 312;c.3/ 120; Hanefî mezhebindenim, İmâm-ı Şâfiîye de husûsî muhabbetim vardır, Mektûbât,c.2/55.mektûb, demekdedir.
3 - Saîd Nursi ise, daha önceki âlimleri beğenmediği için, âlimlere uymaz, Kurân-ı Kerîmden, aklınca manâ çıkarmaya çalışır. Saîd Nursi, Mektûbât, 28.mektûb
4- Kâfirlere dost olmayın [ Mâide,51; Tevbe,23], kâfirlere sert olun [ Tevbe, 73,123;Feth,29;Tahrîm,9]; Müceddid İmâm-ı Rabbânî c.1/ 163, 165,193. mektûblar.
4- Saîd Nursî ise kâfirlerle dost olma tarafdârıdır. Târîhçe-i Hayât, s.66; Âsâr-ı Bedîiyye, s.318; Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî, s.12
5- Kâfirlere,cehennem azâbı ebedîdir.[Nisâ,169; Ahzâb, 65; Cinn,23]; Müceddid İmâm-ı Rabbânî,Mektûbât, c.1/ 193, 214; c.2/ 99. mektûb
5- Saîd Nursî ise, cehennem azâbının ebedî olmadığını iddiâ eder. İşârâtül-îcâz s.92; Kastamonu Lâhikası, s.53
6- Müceddid İmâm-ı Rabbânî, keşf (ilhâm) İslâmda delîl olmaz, güvenilmez.Mektûbât, c.1/31,112,172,182, 209,272, 286, 289; c.2/55,59;c.399,229 Müceddid İmâm-ı Muhammed Masûm,Mektûbât,C.1/29, 182;c.2/116; c.3/99,229. mektûb.
6- Saîd Nursî ise keşfe, yazılarında çok yer vermiş, bu sebebden çok hatâlara düşmüşdür. (Bu kitâbın keşf bahsine bakınız)
7-Müceddid İmâm-ı Rabbânî, Mehdî (aleyhirrahme) hicrî 2000de gelecekdir, buyuruyor. Mektûbât, c.1/ 209. mektûb
7- Saîd Nursî ise, Mehdî 1400de gelecekdir, diyor.Bu sene 1434 olduğuna göre 34 sene geçmesine rağmen gelmemiş, çok konuda yanıldığı gibi bu konuda da yanılmışdır. Sözler, 24. söz
8-Müceddid İmâm-ı Rabbânî, (Mektûbât,c.3/100. mektûb) Yakûb aleyhisselâmın oğlu Yûsüfü diğer çocuklarından daha çok sevdiğini,(Yûsüf sûresi 8. âyet-i kerîme) bildirir.
8- Saîd Nursî, bunun sevgi değil şefkat olduğunu, sevginin nübüvvete uygun olmadığını iddiâ edip (Mektûbât, 8. mektûb )İmâm-ı Rabbânîye muhâlifim derken, hem İmâm-ı Rabbânîye, hem de Kurân-ı Kerîme (Yûsüf Sûresi,8.âyet-i kerîme) ters düşmüşdür.
9- Müceddid İmâm-ı Rabbânî, İslâmın bütün emirlerini akıl ile isbâta kalkışan nübüvveti aşağılamış demekdir. O, kimseyle konuşmak akıl ile bağdaşmaz. Mektûbât, c.1/ 214. mektûb
9- Saîd Nursî ise, bütün kitâblarında, kendi aklınca İslâmı akıl ile anlatmaya çalışmış, akıl üstü olan İslâmı mahlûk olan aklın seviyyesine indirmişdir.
10- Müceddid İmâm-ı Rabbânî hemen hemen bütün mektûblarında tasavvufu (tarîkat) müdâfaa etmişdir. Mektûbât, c.1/ 187, 224. mektûb
10- Saîd Nursî ise zamanımızda tarîkata lüzûm yokdur, tarîkat ehli, nurcu olmalıdır, diyor. Emîrdağ Lâhikası, c.2, s.334; Sikke-ı tasdîk-ı gaybî, s.69; Mektûbât, 5. mektûb.
11- Hızır aleyhisselâm vefât etmişdir. Buhârîden hadîs-i şerîf; Müceddid İmâm-ı Muhammed Masûm, Mektûbât, c.1/182. mektûb
11- Saîd Nursî ise, Hızır aleyhisselâm hayâtdadır, diyor. Mektûbât,1.mektûb
12- Kimsenin îmân ile öldüğüne hüküm olunmaz. Müceddid İmâm-ı Muhammed Masûm, c.2/ 36.mektub ; Müceddid Mevlânâ Hâlid Bağdâdî,Mektûbât ,58.mektûb; Arâf Sûresi,99; Meâric Sûresi, 27-28. âyet-i kerîme; Hadîs-i şerîfde ise Kim ben cennetliğim derse o ateşdedir. Nûreddîn Heysemî, Mecmeuz-zevâid, c.1, s. 186
12- Saîd Nursî ise, Risâle-i nûr talebeleri îmânsız ölmezler. Sikke-i tasdîk-ı gaybî, s.23, 31, 102 ;
Ebedî seâdet ve selâmete erişeceğinizi tekeffül ederim. N. Şahiner, Bilinmeyen Taraflarıyla Saîd Nursî, s.275, diyor.
Saîd Nursî, Her yüz senede bir müceddidin geleceğini bildiren hadîs-i şerîfi(*) ele alınarak bir asır evvelki müceddid Mevlânâ Hâlid Bağdâdîden (guddise sirruh) yüz sene sonra doğduğu (1193 senesinden 100 sene sonra ,1293de doğduğu) iddiâ edilerek, müceddid olduğu (Sikke-i tasdîk-ı gaybî, S.17) ortaya atılmışdır. Halbûki Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî, 1192 de doğmuşdur. Saîd Nursînin doğum târîhi ise resmî nüfûs tezkeresinde 1295 olarak gösterilmişdir.
[ Doğum târîhlerinde muteber olan, hicrî takvîmdir.]
Saîd Nursînin resmî nüfûs tezkeresi:
DEVLET-İ ALİYE-İ OSMÂNİYYE TEZKERESİDİR
İsm ve şöhreti: Bedîüzzemân Saîd efendi.
Pederi ismiyle mahall-i ikâmeti: Müteveffa Mirzâ Efendi.
Vâlidesi ismi: Müteveffiye Nûriyye Hanım.
Târîh ve mahall-i velâdeti: 1295 (bin iki yüz doksan beş) ve 1293 (bin iki yüz doksan üç). Hizan Kazası, Nurs Karyesi.
Milleti: Müslim.
San'at ve sıfat ve intihâb ve salâhiyyeti: Dârü'l-Himeti'l İslâmiyye azâsından.
Müteehhil ve zevcesi olup olmadığı: Mücerred.
Derecât ve sınıf-ı asliyyesi:
EŞKÂLİ, SİCİLL-İ NÜFÛSA KAYD OLUNAN MAHALLİ
Boy: Orta , Göz: Ela ,Sîmâ: Buğday
Alâmet-i Fârika-i sâbite: Tam.
Bu nüfûs tezkeresine göre Saîd Nursî , hicrî 1295, mîlâdî 1878 yılında doğmuşdur.[Osmânlı Devletinde doğum târîhleri şemsî ve mîlâdî olarak alınmaz,hicrî târîh alınırdı.]
Saîd Nursînin bu mantığı ile yola çıkarsak o zaman daha önceki müceddidlerin de aynı târîhlerde yanî yüzer sene ara ile doğmaları gerekir. Hâlbuki kendisinin de büyük müceddid olarak kabûl etdiği (lemalar, 2.lema) İmâm-ı Rabbânî Müceddid-i elf-i sânî (guddise sirruh) 993de doğmamış, 22 sene evvel hicrî 971 târîhinde doğmuşdur. Müceddidler için : İmâm-ı Süyûtînin müceddid ile ilgili risâlesi; Seyyid Abdüllâh Dehlevînin, Mekâtîb-i Şerîfe, 88. mektûbu; Eyyûb Sabrî Paşanın, Miratül-Mekke ve Medîne Târîhi ve Ahmed Dâvüdoğlu hocanın Dînî Tamîr Davâsında Dîn Tahrîbçileri, kitâblarına bakıldığında, diğer müceddidlerin de aynı târîhlerde doğmadığı görülecekdir.(*)[Rasûlüllâh aleyhisselâm sonradan harâm olanı da yapmamış,kullanmamışdır.Onun vârisi olan müceddidler de günâh-ı kebâiri işlememiş,harâmı,helâl,helâli de harâm dememiş, İslâmın halifesine düşmânlık yapmamış,müslimânların nefretine sebeb olacak fiilleri işlememişlerdir.
Ahmed Fârûk Sünnîoğlu
(*) Müceddid hadîsi için:Ebû Dâvüd,Sünen;Hâkim,Müstedrek; Beyhekî,Şuâbül-îmân;Aclûnî,Keşfül-hafâya bakınız
Risâle-i nur şu zamanın müceddididir Barla lâhikası, s. 354
Risâle-i nur teceddüd-i dîn husûsunda bir müceddid hükmündedir. Barla lâhikası, s. 347,354
Risâle-i nur dört sebebden müceddidliğe uygundur. Sikke-i tasdîk-ı gaybî, s. 19
Saîd Nursî, asrın müceddididir..Sikke-i tasdîk-ı gaybî,s.17
Risâle-i nurun müceddid-i dîn olduğunu söz sâhibi en büyük âlim böyle hükmetmiş. Kastamonu Lâhikası, s.151 [En büyük âlim dediği zât Meşîhatın fetvâemîni (Fetvâları yazan kâtib) Muğlalı Ali Rızâ efendidir] Saîd Nursî, âlimleri beğenmediği hâlde,işine gelince (Mektûbât,28.mektûb), kendisini övdüğünü iddiâ etdiği bir kâtibe en büyük âlim diyebiliyor, medh edebiliyor
Müceddidlik iddiâsında bulunan Saîd Nursinin daha önceki müceddidlere ters düşmemesi gerekirdi; çünki müceddidler arasında terslik olmaz,bu müceddidlikle bağdaşmaz.Saîd Nursînin, şimdi de büyük Müceddid İmâm-ı Rabbânî, Müceddid İmâm-ı Muhammed Masûm ve Müceddid Mevlânâ Hâlid Bağdâdîye (Gaddesellâhü sirrahülAzîz) zıd olan görüşlerinden bazîlarını bildirelim:
1- Müceddid İmâm-ı Rabbâni: Âhiretde kâfirlere rahmet olmaz.Arâf,156;Tevbe,71;Mektûbât, c.1/ 96, 266; Müceddid İmâm-ı Muhammed Masûm, Mektûbât, c.1/11, 220.mektûb.
1- Saîd Nursi :Kâfirlere rahmet olur. Kastamonu Lâhikası, S.53; İşârâtül-îcâz S.92
2- Müceddid Mevlânâ Hâlid Bağdâdî, Osmânlı sultânlarını över ve hepimiz onlara düâ etmeliyiz, der. Mektûbât, c.1/ 4, 12, 70. mektûblar. ( Hiçbir müceddid Osmânlı sultânlarına düşmânlık etmemişdir )
2- Saîd Nursi ise, Kânûnî Sultân Süleymâna saldırır,Sikke-i tasdîk-ı gaybî,s.195. İslâmın Halîfesi Ulu Hâkan AbdülHamîd-i Sânî için haydût, müstebid, devrinin şerîatla alâkası yokdur, diyebilecek kadar ileri gider. Târîhçe-i Hayât s. 66; Volkan Gazetesi sayı: 83
3- Müceddid İmâm-ı Rabbânî (guddise sirruh) âlimlere saygılıdır. İmâm-ı Rabbânî, Mektûbât, c.1/ 29, 289, 312;c.3/ 120; Hanefî mezhebindenim, İmâm-ı Şâfiîye de husûsî muhabbetim vardır, Mektûbât,c.2/55.mektûb, demekdedir.
3 - Saîd Nursi ise, daha önceki âlimleri beğenmediği için, âlimlere uymaz, Kurân-ı Kerîmden, aklınca manâ çıkarmaya çalışır. Saîd Nursi, Mektûbât, 28.mektûb
4- Kâfirlere dost olmayın [ Mâide,51; Tevbe,23], kâfirlere sert olun [ Tevbe, 73,123;Feth,29;Tahrîm,9]; Müceddid İmâm-ı Rabbânî c.1/ 163, 165,193. mektûblar.
4- Saîd Nursî ise kâfirlerle dost olma tarafdârıdır. Târîhçe-i Hayât, s.66; Âsâr-ı Bedîiyye, s.318; Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî, s.12
5- Kâfirlere,cehennem azâbı ebedîdir.[Nisâ,169; Ahzâb, 65; Cinn,23]; Müceddid İmâm-ı Rabbânî,Mektûbât, c.1/ 193, 214; c.2/ 99. mektûb
5- Saîd Nursî ise, cehennem azâbının ebedî olmadığını iddiâ eder. İşârâtül-îcâz s.92; Kastamonu Lâhikası, s.53
6- Müceddid İmâm-ı Rabbânî, keşf (ilhâm) İslâmda delîl olmaz, güvenilmez.Mektûbât, c.1/31,112,172,182, 209,272, 286, 289; c.2/55,59;c.399,229 Müceddid İmâm-ı Muhammed Masûm,Mektûbât,C.1/29, 182;c.2/116; c.3/99,229. mektûb.
6- Saîd Nursî ise keşfe, yazılarında çok yer vermiş, bu sebebden çok hatâlara düşmüşdür. (Bu kitâbın keşf bahsine bakınız)
7-Müceddid İmâm-ı Rabbânî, Mehdî (aleyhirrahme) hicrî 2000de gelecekdir, buyuruyor. Mektûbât, c.1/ 209. mektûb
7- Saîd Nursî ise, Mehdî 1400de gelecekdir, diyor.Bu sene 1434 olduğuna göre 34 sene geçmesine rağmen gelmemiş, çok konuda yanıldığı gibi bu konuda da yanılmışdır. Sözler, 24. söz
8-Müceddid İmâm-ı Rabbânî, (Mektûbât,c.3/100. mektûb) Yakûb aleyhisselâmın oğlu Yûsüfü diğer çocuklarından daha çok sevdiğini,(Yûsüf sûresi 8. âyet-i kerîme) bildirir.
8- Saîd Nursî, bunun sevgi değil şefkat olduğunu, sevginin nübüvvete uygun olmadığını iddiâ edip (Mektûbât, 8. mektûb )İmâm-ı Rabbânîye muhâlifim derken, hem İmâm-ı Rabbânîye, hem de Kurân-ı Kerîme (Yûsüf Sûresi,8.âyet-i kerîme) ters düşmüşdür.
9- Müceddid İmâm-ı Rabbânî, İslâmın bütün emirlerini akıl ile isbâta kalkışan nübüvveti aşağılamış demekdir. O, kimseyle konuşmak akıl ile bağdaşmaz. Mektûbât, c.1/ 214. mektûb
9- Saîd Nursî ise, bütün kitâblarında, kendi aklınca İslâmı akıl ile anlatmaya çalışmış, akıl üstü olan İslâmı mahlûk olan aklın seviyyesine indirmişdir.
10- Müceddid İmâm-ı Rabbânî hemen hemen bütün mektûblarında tasavvufu (tarîkat) müdâfaa etmişdir. Mektûbât, c.1/ 187, 224. mektûb
10- Saîd Nursî ise zamanımızda tarîkata lüzûm yokdur, tarîkat ehli, nurcu olmalıdır, diyor. Emîrdağ Lâhikası, c.2, s.334; Sikke-ı tasdîk-ı gaybî, s.69; Mektûbât, 5. mektûb.
11- Hızır aleyhisselâm vefât etmişdir. Buhârîden hadîs-i şerîf; Müceddid İmâm-ı Muhammed Masûm, Mektûbât, c.1/182. mektûb
11- Saîd Nursî ise, Hızır aleyhisselâm hayâtdadır, diyor. Mektûbât,1.mektûb
12- Kimsenin îmân ile öldüğüne hüküm olunmaz. Müceddid İmâm-ı Muhammed Masûm, c.2/ 36.mektub ; Müceddid Mevlânâ Hâlid Bağdâdî,Mektûbât ,58.mektûb; Arâf Sûresi,99; Meâric Sûresi, 27-28. âyet-i kerîme; Hadîs-i şerîfde ise Kim ben cennetliğim derse o ateşdedir. Nûreddîn Heysemî, Mecmeuz-zevâid, c.1, s. 186
12- Saîd Nursî ise, Risâle-i nûr talebeleri îmânsız ölmezler. Sikke-i tasdîk-ı gaybî, s.23, 31, 102 ;
Ebedî seâdet ve selâmete erişeceğinizi tekeffül ederim. N. Şahiner, Bilinmeyen Taraflarıyla Saîd Nursî, s.275, diyor.
Saîd Nursî, Her yüz senede bir müceddidin geleceğini bildiren hadîs-i şerîfi(*) ele alınarak bir asır evvelki müceddid Mevlânâ Hâlid Bağdâdîden (guddise sirruh) yüz sene sonra doğduğu (1193 senesinden 100 sene sonra ,1293de doğduğu) iddiâ edilerek, müceddid olduğu (Sikke-i tasdîk-ı gaybî, S.17) ortaya atılmışdır. Halbûki Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî, 1192 de doğmuşdur. Saîd Nursînin doğum târîhi ise resmî nüfûs tezkeresinde 1295 olarak gösterilmişdir.
[ Doğum târîhlerinde muteber olan, hicrî takvîmdir.]
Saîd Nursînin resmî nüfûs tezkeresi:
DEVLET-İ ALİYE-İ OSMÂNİYYE TEZKERESİDİR
İsm ve şöhreti: Bedîüzzemân Saîd efendi.
Pederi ismiyle mahall-i ikâmeti: Müteveffa Mirzâ Efendi.
Vâlidesi ismi: Müteveffiye Nûriyye Hanım.
Târîh ve mahall-i velâdeti: 1295 (bin iki yüz doksan beş) ve 1293 (bin iki yüz doksan üç). Hizan Kazası, Nurs Karyesi.
Milleti: Müslim.
San'at ve sıfat ve intihâb ve salâhiyyeti: Dârü'l-Himeti'l İslâmiyye azâsından.
Müteehhil ve zevcesi olup olmadığı: Mücerred.
Derecât ve sınıf-ı asliyyesi:
EŞKÂLİ, SİCİLL-İ NÜFÛSA KAYD OLUNAN MAHALLİ
Boy: Orta , Göz: Ela ,Sîmâ: Buğday
Alâmet-i Fârika-i sâbite: Tam.
Bu nüfûs tezkeresine göre Saîd Nursî , hicrî 1295, mîlâdî 1878 yılında doğmuşdur.[Osmânlı Devletinde doğum târîhleri şemsî ve mîlâdî olarak alınmaz,hicrî târîh alınırdı.]
Saîd Nursînin bu mantığı ile yola çıkarsak o zaman daha önceki müceddidlerin de aynı târîhlerde yanî yüzer sene ara ile doğmaları gerekir. Hâlbuki kendisinin de büyük müceddid olarak kabûl etdiği (lemalar, 2.lema) İmâm-ı Rabbânî Müceddid-i elf-i sânî (guddise sirruh) 993de doğmamış, 22 sene evvel hicrî 971 târîhinde doğmuşdur. Müceddidler için : İmâm-ı Süyûtînin müceddid ile ilgili risâlesi; Seyyid Abdüllâh Dehlevînin, Mekâtîb-i Şerîfe, 88. mektûbu; Eyyûb Sabrî Paşanın, Miratül-Mekke ve Medîne Târîhi ve Ahmed Dâvüdoğlu hocanın Dînî Tamîr Davâsında Dîn Tahrîbçileri, kitâblarına bakıldığında, diğer müceddidlerin de aynı târîhlerde doğmadığı görülecekdir.(*)[Rasûlüllâh aleyhisselâm sonradan harâm olanı da yapmamış,kullanmamışdır.Onun vârisi olan müceddidler de günâh-ı kebâiri işlememiş,harâmı,helâl,helâli de harâm dememiş, İslâmın halifesine düşmânlık yapmamış,müslimânların nefretine sebeb olacak fiilleri işlememişlerdir.
Ahmed Fârûk Sünnîoğlu
(*) Müceddid hadîsi için:Ebû Dâvüd,Sünen;Hâkim,Müstedrek; Beyhekî,Şuâbül-îmân;Aclûnî,Keşfül-hafâya bakınız