Sevgiliyi Değiştirmeye Çalışmak Niye?

Gülendam.

Bayan Üye
Önce ona "O" olduğu için aşık olur, hoşlanırız. Ama bir süre sonra "Onun" davranışlarını değiştirmeye kalkarız. Niye?... O zaman "O" o olmaz ki!

Kadın fıkır fıkırdır.
Kahkahaları ortalığı çınlatıyordur.
Sevdiği dostları, arkadaşlarıyla
davranışları içtendir,
samimidir, sıcaktır.

Kendine özgü bir dünya görüşü,
kendine özgü bir giyim tarzı vardır.

Mesleğine bağlıdır.
Hatta mesleği her şeyden önce gelir.

Konuşması, seçtiği cümleler,
espri anlayışı, şakaları
hani derler ya,
"Nev-i Şahsına Münhasır" diye...
İşte kadın da, her şeyi ile öyledir.
Yani kendine özgüdür.

Özgürlüğüne düşkündür.
Ama sınırlarını da bilir.
Her zaman karşısındaki ile
burun burna, dip dibe olmayı
pek sevmez.

Erkeğine
"Tek bir kadın" gibi değil,
"Birçok kadın" gibi davranmasını bilir.
Erkeği ile her konuda konuşur.
Onun dertlerini,
onun anlatmak istediklerini dinler.

Hatta kendinden önce
birlikte oldukları kişiler konusunda,
karşısındaki adamın anlatacakları varsa,
onları bile dinler.

Karşısındaki adamın anılarına
anlayış ve de saygıyla yaklaşır.

Ama karşısındaki erkekte,
hoşlanmadığı bir şeyler görürse,
bunu yerine göre, kırıcı olmadan
esprili bir şekilde söylemekten çekinmez.

Adam, kadının bu hallerine...
Kısacası "Her şeyine" bayılmıştır.
Her an kadınla birlikte olmak,
ona yakın olmak,
ona dokunmak istemektedir.

Onun her hali erkeğin gözüne
"Seksi" görünmektedir.
Işığa tutulmuş pervane misali
kadının yanından ayrılamaz olmuştur.

Ama bir süre sonra,
kıskanç olmadığını söylese bile,
kadını, kadının çevresindeki herkesten
kıskanmaya başlar.
(Sen sanki yalnız mısın?
Çevrende hiç arkadaşın yok mu?)


Kadının meslektaşları ile olan dostlukları bile
erkeği çileden çıkarmaya başlar.
(Senin iş yerinde karşı cinsten arkadaşların
hiç mi yok yani?)


Kadının giyim tarzını açık bulup,
değiştirmesini ister.
(E-hani çok beğeniyordun giydiklerini?)

Sıklıkla telefonlar açarak
kadının nerede olduğunu öğrenmeye çalışır.
(Önceleri sadece duygularını,
hayranlığını, beğenilerini, özlemini
söylemek için telefon açıyordun ya?)

Onun neşe dolu kahkahaları içini ısıtıyordu.
(E-şimdi yavaş gül diyorsun?!)

Onun esprileri, konuşma tarzı
içini sıcacık duygularla dolduruyor,
anlattıkları seni güldürüyor,
neşelendiriyordu.
(Şimdi "O" esprilerini patlattıkça,
Hele de yanınızda birileri varsa,
resmen rahatsız oluyorsun!)


Herkesin "Onu" beğenmesi
seni gururlandırıyordu.
(Şimdi başkalarının "Ona" olan ilgisi,
hayrola? Seni huzursuz ediyor ya?!)


Onu yapma, bunu etme, şunu giyme!!!
Sen resmen değiştirmeye çalışıyorsun o kadını...

E-değiştirirsen, o ayılıp bayıldığın kadın
o kadın olmaz ki...
Sen "Onu" başkalaştırmaya çalışıyorsun.
O başkalaşırsa, senin hayran olduğun,
her an birlikte olmak istediğin kadın olmaz ki...

Onu değiştirirsen,
Bir süre sonra karşında
başka bir kadın bulacaksın.
Ve o kadının
senin deli-divane olduğun kadın
olmadığını göreceksin.

Hatta onu
olmayacak nedenlerden dolayı suçlayıp
"Değiştin sen" diyeceksin.
(Oysa o değişmedi,
değişmek istemedi ki...
Onu sen değiştirdin.)


Karşında değişik bir kadın
görmeye başladıkça da,
ona karşı olan heyecanını
kaybedeceksin.
Ve bir süre sonra da,
gözün başkalarına kayacak.


Ama kadın kişilikliyse,
kendini değiştirmeyecektir.
Buna fırsat vermeyecektir.
Eğer erkeğin aklı varsa,
böyle bir birliktelik
"kişiliğe" duyulan saygıyla
devam edecek,
yoksa bitecektir.

Bu durumu,
bu davranışları
"tersine çevirirsek",
yani kadın
kıskançlıklarıyla,
baskı kurmasıyla,
hesap sormasıyla,
adamı boğmaya başlarsa...

O ilk günlerde
kılığı-kıyafetiyle,
bakışları, gülüşleri,
kendine özgü davranışlarıyla
kalbini deli gibi çarptıran adamın
her şeyini kısıtlamaya,
değiştirmeye kalkarsa,
zaten o adam
onu heyecanlandıran,
buluşma günlerini iple çektiği,
her an dokunmak istediği
adam olmayacaktır.

Oysa herkes kendi kişiliği ile kalsa...
Kimse kimseyi değiştirmeye kalkışmasa...
Herkes birbirini olduğu gibi kabul etse...
Birliktelikler daha uzun ömürlü,
daha heyecan verici olacaktır.

Zaten sırf karşısındakinin
isteklerini yerine getirmek,
onu kırmamak,
ilişkiyi bozmamak için
değişikliklere boyun eğilse de,
inanın, ileriki yıllarda
herkes "bir şekilde"
aslına dönecektir.
Bundan şüpheniz olmasın.

Ben de bazı ilişkilerimde
bu yanlışı yapmalara kalkıştım!
İçimi titreten, kalbimi çarptıran,
beni heyecandan heyecana sürükleyen
adamların bazılarını
değiştirmeye çalıştım.
Ama onlar değişti gibi görünseler de,
bir süre sonra asıllarına döndüler.

Beni de değiştirmelere kalkanlar oldu.
Değiştim "sözde"!
Ama sonradan
bu "değişim oyunlarından" sıkılıverdim!

Sakın ola ki,
"Ne güzel de değişmişti.
Hay Allah!
Şimdi yine eskisi gibi olmaya başladı"
diye hayıflanmayın.

Çünkü bu; "geçici"...
"Hatır için"...
"Cicim ayları" için
yapılan değişimlerdi,
ve "kalıcı" değildi".

Boşuna dememişler;
"Bir insan 7'sinde neyse
70'inde de odur" diye...


Füsun Önal.
 
Son düzenleme:
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst